Cahit Saraç ile Tiyatro
Ana sayfa
Öz geçmiş
Geçmişten Esintiler
Tiyatro
G.Antep Bel Sehir Tiyatrosu
Devlet Tiyatrosu
T.R.T Ankara
Gazete Yazılarım 1
Gazete Yazılarım 2
Tebrikler
Şiir ve Cizimleri
Fotoğraflar
İletişim
G.Antep Bel Sehir Tiyatrosu
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE SEHİR TİYATROSU
 
 
 
 
GAZİANTEP’e   HİZMET
 19 mart 1971    
                            
Gaziantep’e gelir gelmez ailem  ve dostlarla hasret giderdikten sonra evde önümüzdeki günler için oyunculara vereceğim Kurs proğramını hazırlıyorum bir yandan da evdeki Tiyatro ile ilgili oyun,kitap ve dergilerin envanterini çıkarıyorum Tiyatro ile ilgili ne kadar çok şeylerim varmış meğer.. eski yazı oyunlar dan tutturun da Darülbedayi’ nin dergilerinin ilk sayılarından başlayarak birkaç eksik dışında hepsi tamam gibi onu da İstanbul ŞehirTiyatroları Müdürü sayın Basri Dedeoğlu’ndan belki temin ederim düşüncesi ile ona yazdığım mektupta arşivimizde ne yazık ki 21-43-44- sayıları yok eğer elinizde fazla sayılar varsa bize gönderirseniz sevinirim diye yazıyordu gerçekten o hafta elimdeki (Darülbedayi sonradan Türk tiyatrosu dergisi altında yayımlanmıştı) fazla sayıları seçerek İstanbul şehir tiyatrosu Müdürü Basri beye yollamıştım (adı geçen bu dergiler tiyatroda seyircilere sunulmak üzere hazırlanıyordu bunda Hocam Muhsin Ertuğrul’un emeği büyük bu dergiler’in seyirci yetiştirmede çok önemli rolleri olmuştur) gerçekten bu kadar Tiyatro kitapları oyunları- eskizler - dergi ve -afişlerimin olduğunu  doğrusu ilk kez fark ettim  
 
                                                                                                  
SERGİ   DÜŞÜNEBİLİRİM-
  27 MART   da   GELİYOR
 
Türkiyeye her gelişimde bavulların içinde tıka basa tiyatro ile ilgili kitaplarla dönerdim bir gelişimde Gümrük memuru dalga geçer gibi ne bunlar.? Millet gelirken teyplerle renkli televizyonlarla geliyor hele renkli televizyonlar dünyanın parası ediyor.!. Sen bunların hamallığını yapıyorsun yazık sana acıyorum demişti..!. evde yerli ve yabancı dünyalar kadar tiyatro afişi vardı ..Almanca olanlarını bir yana ayırdım çatıdakileri aşağı indirdim sonra kendi kendime neden bunları sergilemeyi Gazikentin ile paylaşmayı düşünmüyorsun dedim bir hafta sonra 27 mart Dünya Tiyatrolar günü var.!. Belediyenin Tiyatro inşaatı  çok ağır gidiyordu ama giriş kısmı ve fuayesi tamam gibi camları da takılmıştı hemen Belediyeye gittim Belediye Başkanı Abdülkadir Batur yerinde yoktu ! Hukuk işleri Müdürü Orhan Kitapçı beni görünce hayrola dedi Sergi için düşündüklerimi teker teker  anlattım ..isabet edersin  doğrusu iyi fikir dedi.
 
BELEDİYE BAŞKANI  İLE GÖRÜŞME
 
 O arada Belediye  Başkanı yerine  gelmişti onunla da uzun uzun konuştum Sizi zaten Müdür olarak düşünüyorduk dedi bir an önce  hazırlıklarını yap ! ben de fuayenin temizliği için adamları görevlendireyim ..hemen kolları sıvadım önümde bir hafta vardı zamanı iyi değerlendirmek zorundaydım davetiyeleri bastırdım..kardeşlerim Uğur ve Erdal Saraç paketleme ve yerleştirmelerde yardımcı oldular Hukümet binası ve heykel’in karşısındaki Tiyatro binasının o büyük camlarına ‘’ 27 mart Dünya Tiyatro günü Sergisi ‘’ diye grafikçiye yazdırdım bir yandan fuayenin ve sergilenecek oyunların afiş belge dergi..yerleştirme planlamalarımı yaptım.Nakıp Sineması ve sahnesinin 1939 yıllarındaki fotoğrafı ve bir çok değerli belgeleri ne olur ne olmaz diye cam çerçeve içinde muhafazalı yerlere aldırdım Sergi artık açılışa hazırdı.!
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSUNDA SERGİ
 
27 MART DÜNYA TİYATRO GÜNÜ 
  27-28-29-30-31- Mart
 
27 Mart dünta tiyatro günü sergisi Belediye Başkanı Abdulkadir Batur
             
 
 27 Mart Dünya tiyatro günü sergisi vali Mustafa Yörükoğlu
 
 Senator Tevfik Kutlar - Hatice Güllü - Reşat Zorbaş - Faik Muhsinoğlu  
ANKETLER
 
Gaziantep seyircisi için anket soruları hazırlıyorum içinde 20 ye yakın soru var hiç Tiyatroya gittiniz mi ? hangi oyunları gördünüz,aşağıdaki türlerden hangi oyunlardan hoşlanırsınız ve bunun gibi sorular nerede teksir edebilirim diye düşünürken kardeşim Erdal’ın T.E.K de çalışan arkadaşı Ali Ertural yardımıma yetişti siz kaç tane isterseniz  ben mesai dışında bastırırım dedi yeteri kadar kağıt verdim 900 adet bastırmış ! Ali Ertural o kadar  yardım severdi ki ben tek tek gezer değişik meslek deki kişilere  kendi ellerimle verir çarpı atılmış cevapları ile birlikte Size getiririm dedi yeter ki bana bir hafta zaman tanıyın acelesi yok dedim açtığım sergide de büyük fedakarlıklarda bulunup kardeşim Uğur Saraç’ın arkadaşı Abdülkadir Kılıç ile bana yardım etmişlerdi.Ali Ertural bir hafta sönra 800 adet anket cevabı getirmişti hepsini teker teker inceledim elbette bu cevaplar bana bir ışık tutacaktı
 
 
MUHSİN    ERTUĞRUL   HOCAYI ZİYARET
 
Muhsin Ertuğrl İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosundan ayrılmış Üsküdar İhsaniye sokaktaki evine çekilmişti.. bir bakıma tüm tiyatroları ve tiyatrocuları evinden idare ediyordu ! bu büyük değerli Hocayı küçük kardeşim Erdal Saraç da çok merak ediyordu ısrar edince onu da yanıma alarak İstanbuldaki evine gittik kapıyı saygı değer eşi Handan hanım açtı bizi eve buyur etti.. yukarıda dedi yaralı bir Martı’yı tedavi ediyor ..biraz sonra aşağı indi beni görür görmez Cahit  kardeşin sana çok benziyor dedi..! eee Almanyadan anlat bakalım neler yaptın ? ayrıntıları ile uzun uzun  anlattım yeni oyunlardan sordu bak ben inanmazsın amatör tiyatroları bile uzaktan takip ediyorum.. tabii Dünya Tiyatrolarını da hadi yukarıya çıkalım denize karşı Handan hanımın çay yapmasını istedi yukarı terasdan deniz görünüyordu neler yapmayı düşünüyorsun Gazantep Belediye Şehir Tiyatrosu Müdürlüğü teklifinden işe oradan başlayacağımı anlatınca , Belediye işi zor dedi kocaman bir yürek ister geceni gündüzünü katarsın bütün gücünle çırpınır kendini işine verir çalışırsın günün birinde yönetim değişebilir  yeni gelen bir Belediye başkanı ne gerek var  canım bunlara şöyle şarkılı Türkülü konserler verilsin diyebilir daha neler neler sen bunları iyice düşünmüşsündür ama Sen bunların altından kalkabilecek yeteneğe sahipsin deyince.. Hocam Siz geçmiş günlerde hep kulağımızdan tutar’’ sakın Politika uşağı olmayın ‘’derdiniz deyince güldü..Tiyatro benliğin aşağılık bir teşhiri değil ki! elbette Tiyatro insan doğası ile uğraşacak sahneden salona salondan da sahneye durmadan gidip gelen evrensel insani titreşimler olacak ama hesapçı zihinleri kastetmiyorum.. bu arada Handan Hanım Diyarbakır nasıl ? dedi Muhsin hoca Cahit Diyarbakırda okudu bana oradayken hep mektuplar yazardı.. aslen Gaziantepli Almanya’da okudu şimdi kendi Şehrinin tiyatrosunu kurmağa hazırlanıyor! dedi Gaziantep’in çok iyi bir seyirci potansiyeli var bununla ilgili Cumhuriyet Gazetesinde uzun uzun  yazılarım çıkmıştı diye devam etti Gaziantep-Eskişehir-Kayseri gibi kaliteli seyirci’ye sahip olan Türkiyemizde Bölge Tiyatrosu için bu Kentlere öncelik vermeyi düşünüyordum ne yazık ki BölgeTiyatrosunu o kadar uğraşmamıza rağmen bir türlü gerçekleştiremedik. belki .parça parça başarı topyekün başarıdan da önemli olur daha  hazmedilir.Sen Gaziantep’in rengini.isteklerini –beğenilerini daha iyi bilirsin..bu işte elbette başarılı olursun...kendi oyuncularını kendin yetiştirir geliştirirsin, taşıma su ile değirmen dönmez .Sanatçıları kendi bölgenden çıkarıp yetiştirmeye çalış bu işler biraz zor  ama başaracağından eminim. Hoca ile sohbetimiz iki buçuk saat kadar sürdü..bu konuda Haldun Taner ve Hamit Akınlı ile de görüşmemin yararlı olacağını tahmin ettiğini söyledi.her Yönetmenin bir yöntemi olduğunu bu yöntemleri ve sorunları kendim araştırarak bulup çıkaracağımı  bunu başaracağımdan da emin olduğunu söyleyip bana cesaret verdi ! tam ayrılırken istersen bir de Haşmet Zeybek’i gör yeni oyunlar yyazıyor dedi Muhsin Hocam ve Handan hanım ile vedalaştıktan sonra kardeşimin Gaziantepte sınavı yaklaştığından hemen Gaziantep’e dönmek ve Belediye Şehir Tiyatromuz için  İstanbuldaki görüşmeleri bir müddet ertelemek zorunda kaldım..
 
G.ANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
MÜDÜRLÜĞÜNE ATANDIM
 1-7-1972
Belediye Başkanı Abdulkadir Batur
 
1-Temmuz 1972 de bu göreve atandığıma dair aldığım yazı üzerine tüm günümü G.AntepBelediye Şehir Tiyatrosunun üst katında  kendime  göre düzenlediğim  Müdür   Odasında geçiriyor oyuncular için Kurs proğramı ve Yönetmelik üzerine  yoğunlaşıyordum bu  arada Belediye Başkanlığından tiyatro için resmi bir bekçi tayin edilmesi (  İnşaat   sırasındaki giriş ve çıkışları  binanın emniyeti için ) girişimde bulundum..bazı tabela Fuayye - Salon–Müdür-Büfe-WC-gibi yazıların grafik ücretleri Encümen kararı çıkmadığından ama bu tabelaları yazdırmam zorunlu hale geldiğinden bunların ücreti benim cebimden çıkıyordu. birkaç gün sonra iki  Bekçi tayin oldu..odama telefon çekildi.
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU  
 İÇ TÜZÜĞÜ
 
Almanya’da Tiyatrolar tüzükleri doğrultusunda yol alır, bu sayede herkes görev çizgisini bilir, böylece kişilerin birbirlerine pek söyleyecek sözü kalmaz. yapılan iş daha sağlıklı ortaya çıkar örneğin Dramaturg-suför-Kondüvit-.Işık uzmanları-provalar-Turneler her şey iç tüzükle belirlenince işler daha sağlıklı yürür çalışmam sonunda166 maddeden oluşan tüzük üzerinde  daha eksik bir şey varmı diye didinip uğraşıyorum bu epeyce zamanımı alıyor.Tiyatro binasının resmi kabulü henüz yapılmamıştı…Almanyadaki Profösörümün bir sözü vardı ‘’ Sağlama bağlamak’’bir şeyin özüne gitme..okuduğumuz oyunun önce çatısını yani özünü anlamak..daha sonra ayrıntılara girmek..bu konuda kendime güveniyorum..bu güne kadar Adana’da Eskişehir gibi illerde de heyecanlı atak Belediye Tiyatroları girişimleri olmuş..ne yapmışlar nasıl yaşatmışlar? yahut - nasıl batırmışlar ? Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosunun sağlıklı ve uzun yaşaması için bunların çok iyi Etüd edilmesi gerekiyordu Belediye Başkanı Abdülkadir Batur ile görüşüp gereğini anlattım beni makul karşıladı yalnız bu Etüdler için Harcırah çıkmasının zor olduğuna değinince içimden doğduğum Şehir için feda olsun diyerek kendi param ile ( yol parası-konaklama vs) Etütlerime en yakın Vilayet olan Adana’dan başladım
 
   
                                          
GAZİANTEP BELEDİYESİ TİYATRO ETÜTLERİ
AĞUSTOS 1972 ADANA -ESKİŞEHİR-ANKARA -İSTANBUL
ETÜT: CAHİT SARAÇ
ADANA
Tarih:8.ağustos1972  
                          

saat9.oo-11.oo                                                 
yer : Adana Belediyesi

 Adana Belediye başkanı Erdoğan ÖZLÜŞEN ve Belediye başkan vekili ile birlikte Ceyhan’a gittiklerinden Belediyede görevli Tiyatro yönetmeni Kemal ALKIŞ ile görüşmemizde:Adana Belediye Şehir Tiyatrosunun 1967 Bütçesi 7OO.OOO Lira ayrılmış.Adana Belediye Şehir Tiyatrosu 1953 yılında hizmete açılmış,1956 da Devlet Tiyatrosu ile ortak anlaşma yapılmış  sonra arad faaliyetlerde uzun   boşluklar olmuştur. Tiyatro yönetmeni Kemal Alkış eski dönemlerde ne tür hangi oyunlar oynanmış bunları arşivlerin kaybından dolayı açıklıyamıyor Adana seyircisini eleştiriyor ve seyircinin tutarsızlığından yakınıyor. 1970 yılında Belediye Devlet Tiyatrosu ile anlaştığı halde Devlet Tiyatrosunun gelmemesi o yıl Belediye 730.000 lira zarara uğratmış daha sonra  İstanbul Belediye Şehir Tiyatrosu gelmiş burada YALANCI (C.Galdoni) TEHLİKELİ GÜVERCİN(Necati Cumalı) BALIKESİR MUHASEBECİSİ (Reşat N. Güntekin’in oyunların oynamıştır. Adana Belediye Şehir Tiyatrosu 1956 yani Devlet Tiyatrosundan Cüneyt Gökçer 'in Yönetmen olduğu devre hariç Adana Tiyatrosunun ilgisiz ve tutarsız Yöneticiler tarafından idare edilişini kınamıştır.
 
 TEŞHİS : Oyunlar verdiği dönemlerde zaman zaman Tiyatro binasını Derneklerin ve Amatörlerin hizmetlerine sunmuştur.. örnek olarak: Dostlar Cemiyeti- Yardımsevenler-Anneler Derneği-donanma Cemiyeti-Okul Aile birlikleri gibi bu gerçek tiyatro seyircisini hazırlamak için uğraşı veren tiyatro için bu  durumlar seyirci depremlerine yol açmış sonuçta tiyatro binası dejenereye uğramış bir daha  toparlanamamıştır.Adana Belediye Şehir Tiyatrosu binası günlük 400 lira kira bedeline feda edilerek tiyatro seyircisini şaşkınlığa ve tutarsızlığa yöneltmiştir.gerçek tiyatronun sarsıntısını ve yıkılış nedenlerini bunda  aramak çok doğru olur ..bir zamanlar Cahit Irgat - Şeref Gürsoy gibi ünlü oyuncuların ÜMİTSİZ SAATLER (Joseph Hayes)Yıldız Kenter Cüneyt Gökçer ve Yıldız Kenter’in oynadıkları BİR YASTIKTA (J..HORTOG) yine Şeref Gürsoy un oynadığı KOCA OĞLAN (Orhan Asena) gibi oyunların seçici devamlı seyircileri bu haklı nedenlerden dolayı önemli bir oranda kendi tiyatrolarından uzaklaşır olmuşlardır.
  
MİMAR RAHMİ   B E D İ Z ile GÖRÜŞME
Tarih : 9 Ağustos 1972
saat : l0.oo - 10.30
Yer : KIZILAY- Soysal Han kat.3
ANKARA
Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosu planını çizen Ankaradaki Mimar Rahmi BEDİZ ile   (Arı Sineması Planı da ona ait) görüşülmüş İnşaat safhası ile ilgili b ilgi verilmiş Sanatcı   Odalarının dar ve sahne derinliğinin az olduğu ve buna benzer diğer aksaklıkları belirterek ilerde lazım olacağı göz önüne alarak  ikişer  adet Tiyatronun ayrıntlı çizim Planları  temin   ederek ayrıldım.
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU İÇİN HAZIRLIKLAR
ANKARA DEVLET TİYATROSUNDA OTURUM  
ETÜT : Cahit Saraç
 
Tarih :      1            Ağustos    1972
Saat :      10 :00    Agustos     14:00
Yer: Büyük Tiyatro


OTURUMA KATILANLAR :
Mahir Canova                                (Baş Rejisör)
Tekin Akmansoy                           (Oyuncu)-Rejisör
Hüseyin Mumcu                            ( Baş dekoratör)
Refik Eren                                     (Teknik Müdür)
Nuri Özakyol                                (ışık uzmanı)
YER                                              Büyük Tiyatro Gnl.Müdürlük
 
her şeyden önce Gazi Antep Belediye Şehir tiyatrosunun planı görülmek istenmiş planı Teknik Müdür Refik Eren incelemiş salonumuzun 262 kişilik olması ideal olarak karşılanmıştır. sofitto yüksekliği az bulunmuş yan sahnenin sağlayacağı imkanlarla desteklenebilir denmiştir. baş dekoratör Hüseyin Mumcu sahne ağzının portatif kule olarak hazırlanmasının isabetli olacağına değinip sahne derinliğinin normalin altında olduğuna işaret etmiştir bazı oyunlarda kullanabilecek Sinema perdesinin sabit derinliğiendişesi ile oyunda sahne işçilerinin dekor değişiminde zorluklara yol açabileceğini perdeye geçişlerde zarar verebileceği söz konusu olmuştur.Işık uzmanı Nuri Özakyol ileride tiyatromuz ışıkçısını en az bir haftalığına Ankara’ya gönderdiğimizde yardımcı olacağının sözünü vermiştir..plandaki ışık odamızın asma döşemeleri beğeni ile karşılanmıştır.Sahne eğimi doğru biçimde hesaplanmış hele salondaki koltuklar arası mesafesi takdire şayan karşılanmıştır. yan sahneden caddeye açılan servis kapımız ölçü olarak biraz dar ve yüksekliği gerekenden az bulunmuştur fazladan dekor atölyemiz olmadığından pano ve dekor parçalarının bu kapıdan geçmesi için önemsenesiTiyatro Arşiv odamızın olmayışı eleştirilmiş Arşivleri Yönetmen odasının duvarına raflarla çelik dolaplar düzenleyerek yerleştirme yapabiliriz demem üzerine bunun çözüm olacağı söylendi.Tekin AKMANSOY yıllar öncesi Gazi şehrimize turnelerle geldiğini ve Gazi Antep seyircisi üzerindeki düşüncelerini açığa vurmuş ve seyircimizi kendi edindiği tecrübelere dayanarak en ufak espirilere kulak kabartan ve Sanatçının hakkını alkışlarıyla veren sağduyusu iyi çalışan takdire şayan bir seyircimizin varlığından bahsetmiştir. Mahir Canova ‘da Muhsin Ertuğrul Hocanın teşhislerinin hep doğru çıktığından Gaziantep-Eskişehir- Kayseri seyircisinin kalitelii oluşundan söz etmiştir.
 
BÖLGE    TİYATROLARI  NE    SAFHADA   ?
 Bölge Tiyatroları kanunun çıkması daha uzun yıllar alacak Devlet konservatuvarının bu güne kadar yetiştirdiği Sanatçı sayısına bakılırsa bu imkansız birşey  bütçe olarak  Bölge Tiyatroları geçici kuruluş masrafı 2.500.000 Tl. öngörülmüştür, Devlet Tiyatroları yıllık  Bütçesi 30 milyondur .Muhsin ERTUĞRUL'un yıllardır gerçekleştirmeye çalıştığı Bölge Tiyatrosunun amacı o bölgedeki yetenekli gençleri bulup çıkarmak ve o bölgede halkın beğenisine göre seçilmiş oyunlarla toplumu bu Kültürle buluşturup gerçek tiyatro anlayışını yaygınlaştırmaktı ..
 
BÖLGE TİYATROSU YÖNETMENİNİN SEÇİMİ
Bölge Tiyatroları Yönetmeni mümkün olduğu kadar o bölgenin özelliklerini tanıyan deneyimli yönetmenden seçilmesini öngörmektedir. 
 
YÖNETMEN’ de  ARANAN ŞARTLAR .
Bölge Tiyatrosu kanunun 8. maddesinde Tiyatro Yönetmeninde aranılan şartları Tekin Akmansoy şöyle sıralamıştır;
1 -   Tiyatro okullarından yetişmiş (Yurt içi-yurt dışı)
2-    en az bir yabancı dil bilen
3-     köklü bir tiyatro bilgisine sahip olmak.
Tiyatro Yönetmeni Bölge kanun tasarısında 5.000 Tl. aylık ön görülmektedir.
 ÇOCUK TİYATROSU KONUSUNDA
Tekin Akmansoy ( Devlet Tiyatrosu genel müdürü tarafından Kıbrısta Çocuk Tiyatrosu kurmakla görevlendirilmiş ve orada iki yıl çalışmıştır.)konuk Rejisör olarak görevlendirildiği takdirde çocuk Tiyatrosunu geliştirmek üzere Gazi Antep'e gelebilirim oradaki yetenekli çocukları birlikte seçeriz demiştir.

DEVLET TİYATROLARI  İLE   SÜRDÜRÜLECEK İLİŞKİLER

Devlet Tiyatroları Gaziantep .kenti için yapılacak tiyatro atılımlarına çok ciddi olarak bakmaktadır yardım konusuna gelince Mahir CanovaDevlet Tiyatrosu Genel Müdürüğünün uygun bulduğu oyunları zaman zaman Gaziantep’ e gönderebileceklerini açıklamıştır. Devlet Tiyatrolarının G.Antep’e devamlı bir kadro vermesi imkansızdır ancak  turne oyunlarımızdan bazılarını uygun tarihlerde size yollayabiliriz.şeklinde izah edilmiştir.
YARDIMLARINIZ NE OLABİLİR ?
Kuracağınız tiyatroda oynayacağınız oyunlar için dekor ve kostüm eskizlerinden ve gereken Tiyatro tekslerini İade etmek şartı ile ödünç olarak yollayabiliriz ancak bu konularda bizden faydalanabilirsiniz.
NELER YAPABİLİRİZ
Gaziantep Belediyesi kendi bünyesinden böyle 10-12 kişilik asli  bir kadro çıkaramaz mı?  Tekin AKMANSOY böyle bir kadro çıkarırsanız hiçbir zorluğunuz kalmaz,biliyorum siz de haklısınız bizim arada sırada yollayabileceğimiz oyunlarla yetinmeyeceğinizi biliyorum  Mahir CANOVA da dışardan toplama oyuncularla böyle bir kadro oluşturulabilinir ancak bu istikrarlı olur mu bilmem zira büyük şehirlerde oyuncuların yan gelirleri (Radyo oyunları vs.) gibi artı tercihleri vardır. bu konuda kesin kararlar vermemizin doğru olmayacağını  ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Cüneyt GÖKÇER 'in TUNUS dan dönünceye kadar beklememizin doğru olacağını belirtip bu değerli Tiyatro adamlarına Gaziantep Belediyesi adına teşekkür edip ESKİŞEHİR' e hareket etmek üzere ayrıldım.
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU İÇİN HAZIRLIKLAR
 ESKİŞEHİR BELEDİYE’sinde OTURUM
 Tarih : 11 Ağustos 1972                            
   YER : ESKİŞEHİR BELEDİYESİ
Oturuma katılanlar: Sabahattin GÜNAY (BELEDİYE BAŞKANI)
Selahattin TURFAN   (HALK EĞİTİM MD.)
Uzay GEDİKLİ (TİYATRO YÖNETMENİ)                               
 Belediye tiyatrosu kuruluşundan önce ona kaynaklık eden konulara değinilmiştir. Selahattin TURFAN ve sayın  Uzay GEDİKLİ daha öncesi tiyatroların uzun ömürlü olamadığından oysa ESKİŞEHİR' in olağanüstü sıcak  bir seyircisi olduğunu bu boşlukları çoğu zaman amatör tiyatroların doldurduğunu ve uzun süre hizmetlerin bu şekilde yürütüldüğüne değinmişlerdir.Belediye başkanı sayın Sabahattin GÜNAY Belediye Tiyatrosunun bütçesini açıklamak üzere Muhasebe Müdürünü çağırtmıştır.1963 yılında kurulan Belediye Şehir Tiyatrosunun ilk bütçesi 400.000 Tl.daha sonra bu bütçe 1964 yılında 500.000 TL sına çıkarılmıştır. her sahneye konan oyun için ortalama olarak personel masrafları hariç 30.000 Liradır.Belediye Başkanı bunun yanında Halk Eğitim merkezi ile de işbirliği yaparak Tiyatro kursları düzenlemişlerdir zaman zaman  Eskişehir Belediyesi kurs öğretmenlerini izinli sayılmak kaydı ile İstanbul Belediye Şehir Tiyatrolarından ve Devlet Tiyatrolarından ücretli eğitmen getirmiştir.
 
 ESKİŞEHİR    TİYATRO  BİNASI
Belediye ELEKTRİK İŞLETMESİ'ne ait bu binada etkinliklerini devam ettirmiş birbirinden güzel oyunlar vermiştir. salon olarak 350 kişiliktir.12 adet 1000 w ve 7 adet spot 500 ve 1000 w olmak üzere teknik ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde yerleştirilmiş tiyatro Yönetmeni Uzay GEDİKLIye sorduğumda kadronun hemen tamamını  Eskişehir'den temin ettiklerini Tiyatro kadrosunda 4 ü KIZ biri KADIN ve Sekizi erkek olmak üzere 13 kişi olduğunu belirtti kadrodaki çalışanların başka işle uğraşan edemiyeceklerini  bunu meslek seçerek Belediyeye bağlandıklarını bunlardan dört teknik personel bir arşivci  bir terzi iki marangoz ustası devamlı olmak üzere bir makinist  aksesuarcı çalıştırdıklarını belirtti .
OYNANAN OYUNLAR
 çoğu telif yazarların eserlerinden seçilmiştir. bunların içinde en çok tutulan oyunlardan
KAHVEDE ŞENLİK VAR .............Sabahattin Kudret AKSAL
BULVAR ..................................... Haldun TANER
DUVARLARIN ÖTESİ.............. . Turgut ÖZAKMAN
SULTAN GELİN .......................   Cahit ATAY
 
 
TURNELER
Eskişehir Belediye Tiyatrosu Tiyatro sezonu bittiğinde sık sık çevre Vilayetlere turneler tertiplemiştir. KÜTAHYA-AFYON- UŞAK- KONYA veEGE Bölgesinde turnelere çıkılmıştır.
TELİF ÜCRETLERİ
Türk Yazarları birliği yeni kuruluşlar kapsamında olan Belediye Tiyatroları için inanılmaz kolaylıklar sağlamıştır bu bakımdan büyük güçlüklerle karşılaştık desek haksızlık olur.bu bir anlamda bizim için  bir teşvik olmuştur
BİLET ÜCRETLERİ
normal günlerde halka verilen Oyunlar için (750 kuruş)
Öğrenciler için ............... (500 “..) olarak uygulanmıştır. ne yazık ki Çocuk tiyatrosu için hiç bir faaliyet yapılamamıştır.
ESKİŞEHİR SEYİRCİSİ
Eskişehir tiyatro seyircisi yetkililerin açıklamasına bakılırsa tam bir kaynaşma içindedir ve Tiyatroyu çok sevmektedirler seviyeli bir seyirci topluluğu vardır.
ESKİŞEHİR’deki    ÖZEL TİYATROLAR
Belediye Şehir Tiyatrosundan başka tiyatro olarak '' A R '' Tiyatrosu vardırsahibi:Hulisi KETENCİ 'dir. topluluğu tamamen Eskişehirlilerden oluşturulmuştur. çoğunlukla telif eserler oynanmaktadır. daha sezon açılmadığından salonu gezmek mümkün olmamıştır.
 
SONUÇ
Ne yazık ki Belediye Tiyatrosu Elektrik işletmesinin binayı tekrar teslim almasından dolayı tiyatro faaliyetleri şimdilik durdurulmuştur Belediye başkanı sayın Sabahattin GÜNAY pek yakın bir zamanda yeni bir tiyatro binası inşa etmek istediklerini ve bu tür etütlerin elbette yarar sağlayacağını ve Belediyemizin sizin yaptığınız gibi böyle araştırmalara dayanılarak yola çıkmasının en doğru bir yöntem olduğunu belirterek tüm oradaki ilgililer Gaziantep Belediye Şehir Tiyatromuz için başarılar dilediler.Halk Eğitim Müdürü sayın Selahattin TURFAN da yakın bir zamanda Gaziantep Folklor ekibimizle temasa geçmek istediklerini belirttiler. oturum sonunda Gaziantep Belediyesi adına hepsine ayrı ayrı teşekkür ederek ayrıldım . 11 ağustos 1972
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU İÇİN HAZIRLIKLAR
İSTANBUL BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSUNDA
Tarih : 15 Ağustos 1972
saat : 10.00 - 12.00
Yer : Harbiye Tiyatro Müdürlüğü
 
Oturuma katılanlar :    Basri DEDEOĞLU ( Şehir Tiyatroları Müdürü)
                                    Sunisi TEKİNER ( Şehir Tiyatroları Müd. yrd.
                                    Şahap SARI ( md. Yrd.)
                                    Perihan TEDÜ ( OYUNCU)
Tiyatro Yönetmeni Vasfi Rıza ZOBU izinde olduğundan katılamamıştır.
İstanbul BelediyeŞehir Tiyatrosu ,Belediye bünyesi içinde münhak bir bütçe ile idare edilmektedir 1972 yılı Bütçesi 15 milyon dur.1972 sezonundaki tüm seyirci sayısı 320.000 dir.tiyatroların her birinde aksesuar atölye,depo,elektrik ve malzeme odaları vardır İstanbul Belediye konservatuvarı,tiyatrodan ayrı işletilen bir müesesedir.fakat bu işleyiş dışında tiyatro ile önemli bir bağ vardır,Konservatuvarı başarı ile bitirenler Çocuk Tiyatrosu kadrosuna alınabilmektedir İstanbul Belediye Şehir Tiyatroları cumartesi ve pazar günleri dışında oyuncular için bir gün ihtiyaç dinlenme günü olarak kabul edilmiştir tiyatronun ihtiyaç duyulduğunda figüranlara İşçi sigortasına tabii tutulmak kaydı ile asgari ücretten 20 Tl. yevmiye verilir kadrodaki oyunculara personel kanununa göre aylık ödeme yapılır kıdem ve başarı pirimleri vardır gerektiğinde konuk oyuncu ve Rejisör çalıştırabilir
BİLET ÜCRETLERİ
Hava kuvvetlerine yardım içinde olmak üzere
NORMAL GÜNLER   10.50
HALK GECESİ ......     7.50 .
ÖĞRENCİ ............   .  4.00 TL
.
TİYATRO İDARESİ :
 
1- GENEL SANAT YÖNETMENİNDE
2- YÖNETİM KURULU (5 KİŞİLİK)
3- DRAMATURG
4- REJİSÖRLER
5- OYUNCULAR-DEKORATÖRLER-
6-SUFLÖR VE KONDÜVİTLER
7- TANITIM VE BASIN BÜROSU
8- TEKNİK DİREKTÖRLÜĞÜ
9- TEKNİK ELEMANLAR- SAHNE İŞÇİLERİ-DESİNATÖRLER-MÜZİK
    ARANJÖRÜ-DANS HOCASI-EFEKT UZMAN-DEKOR BOYACILKARI
    DEKOR TAŞIYICILARI-AKSESUVARCILAR-TERZİ VE GİYDİRİCİLER-
    ÇAMAŞIRCILAR-BERBER VE PERUKACILAR vardır.
 
 Bütçesi Yönetim kurulu( sahne kısmına ait olanı) Belediye Başkanına sunar. yönetim kurulu bir başkan dört üyeden meydana gelmiştir.yönetim kurulu üyelerinden biri Belediye şehir tiyatrosunun yönetmenidir.,diğer üyeler esas kadrodan ( tiyatro’dan ) Rejisör-Oyuncu olarak Belediye Başkanı tarafından tayin edilir. yönetim kuruluna atanma iki yılda bir MART ayı içerisinde yapılır 1 Nisandan itibaren görevlerine başlarlar yönetim. kurulu iç tüzük ve sözleşme koşullarına uymayanlara gereken disiplin cezasını yahut da terfilerini verir.
TİYATRO YÖNETMENİ  için   ŞARTLAR
Tiyatro Yönetmeni için  şartlar en az lise mezunu ve tiyatro işini meslek edinmiş olması-konservatuar ve benzeri eğitimi görmüş olması yahut Yurt dışında tiyatro okullarında tecrübe ve öğrenim görmüş olması yabancı dillerden birini eksiksiz konuşması tanınmış bir tiyatroda rejisörlük yapan seçkin kişi de bu göreve atanabilir yönetmen baş rejisör olarak da seçilebilir
DRAMATURG: Dramaturg Genel sanat Yönetimine bağlıdır dramaturg gerekçesi ile birlikte raporlarını Genel sanat yönetmenine sunar oyunları çevreyi inceleyerek önerilerde bulunur
GAZİANTEP BELEDİYE TİYATROSU' na    YAPILABİLECEK YARDIM KONULARI :
 
Türk Tiyatrosuna kurulduğu bu güne kadar köprülük görevi yapmış olan İstanbul Belediye Şehir Tiyatroları kendi kadrosundaki Sanatçı ve yönetmenlerini  yollayamıyor.
         1- Repertuar,oyun ve doküman bakımından bize yardım edebilecek.
          2- Gerektiğinde açılacak kurslar için uygun zaman ve şartlar altında yardıma sıcak
              baktıklarını bu kararı da yönetim kurulunun verebileceğini Gaziantep
Seyircimizin dönen Turnelerde  bizde çok iyi izlenimler bıraktığını ve gereken yardımların   yapılacağına dair söz verilmiştir.IŞIK ve ELEKTRİK İŞLERİ KARŞILAŞILACAK ZORLUKLARA ÇÖZÜM bize yazılı olarak bildirdiğinizde birkaç günlüğüne Teknik uzman yollayabiliriz bunun için ayrı bir ücret ödemeniz gerekmez,tabii ki bu kişinin harcırağı tarafınızdan  ödenir
TERCÜME   ve TELİF OYUNLARA YAPILACAK ÖDEMELER
İstanbul Belediye ŞehirTiyatrosunun TERCÜME ve TELİF oyunlara ödediği yüzdeler bu : haklar Belediyemiz tiyatrosunda seyirci hasılatı BİLET GELİRİNEgöre düzenlenmiştir     (rüsum çıktıktan sonra)
 
TELİF ESERLER' e   .......Yazara rüsum çıktıktan sonra kalan miktarın %15 i
TERCÜME ESERLERE                 “          “              “                    “         %10 u
ROMAN dan oyunlaştırılan mesela Reşat Nuri GÜNTEKİN' in romanından
Necati CUMALI nın oyunlaştırdığı ÇALIKUŞU .....için ....hasılatın     .....%10     
yazarı yaşıyorsa (yoksa mirasçılarına)   ...................................................%15
MANZUM Tiyatro   için yazarına hasılatın..................................................% 15
YABANCI ESER tercümeleri için   hasılatın   ......................................... %7,5
YABANCI ESER YAZAR' ı on yıl evvel yazdığı oyun için tercüme edene %7,5olarak ödenir.
 
BULAMADIĞIMIZ OYUNLARIN TEMİNİ KONUSU
Oyunların temini konusu : iki yolla elde edilmekte birincisi TÜRK YAZARLAR BİRLİĞİ vasıtasıyla ikincisi bize yazarların gönderdiği kopyalardan   yahut oyun dramaturg ve rejisör tarafından incelenip uygun bulunduğunda yönetim kuruluna getirilerek onaylanan oyunlar bu şekilde oynanıp oynanmayacağına  kurulca oylanarak karar verilir.
TİYATRO TESİSATLARININ İNCELENMESİ KONUSU
Yönetim kurulunun verdiği karara göre henüz provalara başlanmadığından İstanbulda   bulunan sahne şefi sayın Halim UYSAL telefonla görev yerine çağrılmış açık olan HARBİYE Tiyatrosu kulisinden başlamak üzere,salon fuayye, kumanda ve IŞIK odaları  Işık köprüleri Sofito dört saat boyunca gezilmiş gerekli bilgiler alınmıştır.
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU İÇİN HAZIRLIKLAR
İSTANBUL BELEDİYE ŞEHİR TİYATROLARI 
 I Ş I K  UZ M A N I   HALİM   Ü N S A L ile GÖRÜŞME
 TARİH : l5 Ağustos 1972
 SAAT :     12.30-16.30
 YER    :   İst   HARBİYE Belediye Şehir Tiyatrosu   
 ADRES:   Işık Uzmanı   Tlf: 48 26 53 ve 46 06 28-29 I
 
 l5 Ağustos 1972 tarihinde İstanbul Belediye   Şehir Tiyatroları Müdürü sayın Basri Dedeoğlu ile görüşdüm ve o tarihte açık olan HARBİYE Tiyatrosunu gezdirdiler bilgi için Müdür yardımcısı Sunisi TEKİNER tarafından teknik görevliler tiyatroya çağırıldı Sunisi bey Halim beyin daha önceleri Devlet Tiyatrolarında çalıştığını  Belediyede çalıştığı süre içinde defalarca Almanya ve Fransa' da Şehir Tiyatrolarına ihtisas için gönderildiği hatırlatıldı
1 - Harbiye  tiyatrosundaki görevlilerle birlikte gezildi.projektörlerin yerleri ve takılan  filitreleri   incelendi ve IŞIK Köprüsüne çıkıldı.
2- halihazırda projektör sayısı 500 ve 1000 lik olmak üzere 50 adettir gerektiğinde daha fazlası eklenebilir durumdadır.
3- hoparlörler ve konumları incelendi     (KULİS-SALON-FUAYE)
 4- PROJEKTÖR ve olası yangın tehlikesine karşı alınan önlemler değerlendirildi.         
5- eski kumanda tablasının sonradan salon arkasındaki geniş odaya alındığını kullanışlı olduğunu ve burada  yeterli deneme yapmak fırsatını bulduk.
6- Halim ÜNSAL bir çok deneylerle ışık köprüsünde oluşacak IŞIK yalamalarının sakıncalarına değindi ve bunlara dikkat etmemiz gerektiğini  örneklerle açıkladı ışık hakimiyeti konusunu tatbik edilerek değişik  versiyonları uygulandı
7-İstanbul Belediye şehir Tiyatro’larının şubelerinde  kesinlikle MOTOR ile çekilen perde kullanılmamaktadır. çok yakından bildiğim kadar hocamız Muhsin ERTUĞRUL oyunda perde çekilmesine büyük önem verirlerdi bazı oyunlarda perdeyi kendi elleriyle çekmiş şehir tiyatrolarının seyircilerini eğitmek amacı ile çıkardığı   dergilerde '' PERDECİ ' adı
 ile yazılar yazmıştı Almanyada SCHİLLER Tiyatrosu da dahil tüm Tiyatrolarda perde motorları kullanılmamamakta ve perde elle çekilmektedir bunun da nedeni oyununiçerdiği duygularla yakından ilgili oluşudur.
8- Harbiye tiyatrosunun kulis derinliği 8.5 metre olduğu halde yan sahnenin olmayışı horizontal yan perdeler çekildiğinde sahne trafiğinde engeller yaratacağı dikkat çekicidir.      G.Antep  Belediye Şehir Tiyatromuzda  yan sahne  bize   sonsuz yararlar  sağlayacaktır.-
 9- Harbiye tiyatrosunun Sahne yüksekliği 8 metredir. FUAYYE deki sarkma sistemli oluşu  fuaye  yüksekliğinin çok yüksek oluşu(12 metre) yanmış  ampüllerin değişiminde  zorluk çıkarmaktadır. fuayenin  sadeliği ve  BÜFE zevkli yerleştirildiği göze çarpmaktadır.
10- Gaziantep Belediye şehir tiyatrosunun planları teknik uzmanlara gösterilmiş fikirleri alınmıştır sofitto yüksekliği az bulunmuş yan sahnenin avantajları değerlendirilmiştir. tiyatromuzun portal' ın portatif küçülür-büyür durumlarını fikir olarak ortaya attığımda Teknik uzmanın da fikrini alıp değerlendirdik ve çok yararlı olacağında hemfikir olduk her oyunun yapısı ve türü değişik sahne ağzına gereksinim gösterir olması örneğin LORCA 'nın KANLI DÜĞÜN. SHAKESPEARE'in MACHBETH' adlı oyunu sahne genişliği ile IONESCO' nun KEL ŞARKICIadlı az kişili oyun da derinliği olan farklı sistemleri gerektirir.
11-G.Antep Belediye Tiyatromuzun Sinema perdesinin kapladığı alan çok eleştirilmiş  başka çözümler bulmamız tavsiye edilmiştir.
 derece derece artırılıp eksilemezdi) Halim ÜNSAL ve Teknik  uzmanlarla bu harika insanlarla dört saatlik birlikteliğimiz için Gaziantep Belediyesi adına teşekkür edip veda etmek üzere İstanbul Şehir Tiyatroları Müdürü sayın Basri DEDEOĞLU nun odasına yöneldim.
12-   Harbiye tiyatrosunun sanatçı odaları bizim tiyatroya göre daha geniş   ve rahat konumdadır daha sonra dekor ve aksesuar depoları görülmüştür.
 13- Kulis portalindeki, sahne içine verilen FLORESANS   lambaları dikkatimi çekmişti böylesini Almanya Sahnelerinde görmemiştim merak edip sorduğumda bu lamba bizzat Halim ÜNSAL' ın kendi buluşu ve tasarımı ile gerçekleştirilmiş civa buharlı  normal floresan lambalarının sürgülü reosta ile takviye edilip uygulamada azalıp çoğaldığını görünce şaşkınlığımı gizleyemedim (.benim bildiğime göre floresan ışığı 
 
 SONUÇ:
 
Yaptığım Etüdlerin gerçeği ve geçmişi anlamamda bana yararı olacağı kesin öyle Almanyadaki gibi belirli kuralları uygulayarak yola rahatca devam edemeyeceğim de kesin. Muhsin Hoca’nın dediği gibi Belediye Tiyatro işleri zor.. kocaman bir yürek ister Etütlerde ortaya çıkan hatalara düşmezsem bu hatalardan ders çıkarırsam çatıyı sağlam kurarsam herhalde doğru yolda ilerlemem mümkün olacak..elbette çalışıp yorulacağım doğduğum bu Kente her şeyim feda olsun..İstanbulda bir çok oyuncu ile görüştüm mevsim tam transfer zamanı  ama buna rağmen sanatçıların bir kısmı tatilde bir kısmı film çekiminde olduklarından bulabildiklerimle transfer işini konuşuyorum çoğu aynı şeyi tekrarlıyor..film çekimi radyo oyunları gibi gelirlerden yoksun kalacak yer meselesi-Sosyal yaşantı gibi şeyleri ileri sürerek   astronomik ücretlerden söz ediyorlar..hadi ekip bunlardan kuruldu diyelim Sanatçıların birbirleri ile uyuşmaları meselesi çok önemlii Mühürdar caddesinde oturan Haldun Taner hoca ile görüşeceğim ama ne yazık ki İstanbul dışındaymış.
 
 
 
MÜŞFİK KENTER
   18.8.1972
 
Müşfik Kenter telefonda provada olduğunu beni beklediğini söylüyor.gittiğimde onu sahnede buluyorum hangi oyunun prova sonrası şimdi hatırlıyamıyorum.cahit ben hep böyle yaparım diyor yalnız başıma ..sahnenin ortasına oturur dekorların içine girer onlarla konuşur sessizce bağlantılar kurar dekorların arasında esintiler yakalayarak onlar arasında dolaşırım, Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosu konusu üzerinde çareler ararken seçeneklerde çıkmaz durumlar var gibi gözüküyor.diyor.Müşfik Kenter- İstanbulda olsa kolay yani tasarladığın her şeyi İstanbulda  yapman mümkün..ama sanatçıları orada  tutmak zor bunların içinde evli ve.çocuk sahibi olanlar da çıkacak.sanatçının.İstanbul’u bırakıp gitmesi bilmemki bana proplem yaratacak gibi geliyor diyor tiyatronun ışık konusundan bahsederken birkaç günlüğüne Kenterlerin ışık uzmanı İbrahim Turgut’u G.Antep’e davet edebilirmiyiz sorusuna şimdi İzmirde turnedeler Otel Kısmet’de kalıyorlar daha sonra Yıldız hanım ile telefonda görüşmemizde Yıldız Kenter İbrahim Turgut’u 5 ile1O Eylül arasında tesisatlarımızı gözden geçirmek için Gaziantep’e gönderilmesinin mümkün olduğunu belirtiyor.
 
HAMİT AKINLI
 18.8.1972
 
 
Hamit Akınlı’ya evine gittiğimde yeni bir oyun sahneye koyma hazırlığı için çalışıyordu masanın üzeri notlarla doluydu Hale hanım içerdeydiler sanırım biricik kızları ‘’ Ceren ‘’ daha doğmamıştı..Hamit Akınlı ile en fazla repertuar konusunu ele aldık..ben şehrimiz seyircisini iyi tanıdığımdan bu konuda zorlanacağımı zannetmiyordum yeterki bir oyuncu kadrosu oluşsun.!.Hamit bey Haşmet Zeybek’in ‘’ düğün ya da Davul ‘’ oyunu da Gaziantep seyircisi için ilginç gelebilir dedi..seyirlik oyunlar hakkında Oğuzeli Küçük Karaca viran köyünde öğretmenliğim sırasındaki deneyimlerimi anlattım.. Hamit beyin repertuar konusunda  önerileri  benim için  çok faydalı oldu .
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU İÇİN HAZIRLIKLAR
 
İSTANBUL BELEDİYE   KONSERVATUARI   MÜDÜRÜ
ABDURRAHMAN      ÇAKMAK İLE  GÖRÜŞME-  
Konservatuar-Çemberlitaş
 18.8.1972
 
Tiyatro mezunlarından yararlanma konularına değindim...her yıl 15 tiyatro öğrencisi mezun veriyormuş bu öğrenciler de İstanbul Şehir Tiyatrolarına giriyormuş ! Konservatuar şartları hazırlık devresi 1- ilk devre 2 orta devre 2 yıl olmak üzere tamamı 5 yıldır müracatlar 15 ila 30 Eylül tarihleri arasında yapılmaktadır yaş haddi kızlar için 15-22 erkekler için 17-22 girecekler için fizik yapısının sahneye uygun olması en az Orta okulu bitirmiş olması gerekmekte isteklinin kendi seçeceği - bir oyun –şiir- sınav kurulunun teklif edeceği şiir ve nesir parçalarda başarı kazanması gerekmektedir.derslere 15 ekimde başlanır gündüzlü kısım tedrisatı muadeleti Milli Eğitim bakanlığınca tasdikli değildir askerlik tecil hakkı vermez yatılı kısım Lise eşitidir..konuşmamızdan sonra Konservatuar Müdürü Abdurrahman Çakmak gerektiğinde G.Antep Belediyesi için mezunlara ilan tahtasında durumu bildirecektir gönüllü gitmek isteyen öğrencilerin 9.derecede memur olarak tayini söz konusuymuş.. Müdür Abdurrahman Çakmak gereken her türlü yardıma hazır olduğunu belirtmiştir bana bu kadar zaman ayıran Müdüre Gaziantep Belediyesi adına teşekkür ederek  oradan ayrıldım.
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU İÇİN HAZIRLIKLAR
ONK   COPRİGT    AJANSI
  19.8.1972
 
Dünya Tiyatrosunda ünlü yazarların oyunlarını Türkçeye çevirterek yerli ve yabancı yazarların haklarınıkorumaktadır Devlet tiyatrosu - İstanbul Şehir tiyatroları bu kaynaktan yararlanmaktadır 262 kişilik salona sahip olan tiyatromuz, tiyatro okulu niteliği taşıyacağından bize yardımcı olacaklarına söz verdiler Osman N.Karacan Tiyatromuz ‘un tamamlanıp hizmete girmesi dileğinde bulunmuş bize yeni eklenen oyunların kataloğlarını iletecekleri sözü vermişlerdir ( Bu ajansta Sevgili Ülkü Tamer de uzun bir süre çevirmenlik yapmıştı)
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU İÇİN HAZIRLIKLAR
 
DORMEN TİYATROSU – EROL GÜNAYDIN   ile Görüşme
 Dormen Tiyatrosu
   19.8.1972
 
Erol Günaydın’a göre önümüzdeki sezonda Dormen tiyatrosu’nun devam edip etmeyeceği belirsizliğini sürdürüyormuş bina olarak tiyatronun aylık kirasının anormal pahalı oluşu ve gelen gelirin kadro ve harcamalara yetmeyişi tiyatroyu durma noktasına getirmiş Gaziantep’in bir tiyatroya kavuşacağı haberine Erol Günaydın çok sevindi. geçirdiği turne deneylerinden bahsetti sonuçta Gaziantep’te tiyatroyu seven büyük bir kitlenin varlığından bahsederek bu seyirciye ne İzmirde ne de başka yerde rastlamadığını bilinçli bir seyircisi olduğunu vurguladı.. biraz önce isimlerini saydığım Sanatçılara maddi açıdan iyi imkanlar verseniz bile İstanbul ortamından sıyrılmak  işlerine gelmez bu arada Film-seslendirme-rdyofonik oyunlardaki avantajları var sıkıldıklarında daha iyi şartlarda tyatro gurupları arasında parasal durumlardan bahsetti  istanbulu bırakıp gideceklerini zannetmiyorum dedi nitekim Dormenlerin sahne amiri Muhsin Kurtaran isimlerini saydığı Sanatçıların şimdiden bazı guruplarla anlaştığından bahsetti.
 
GAZİANTEP’e   DÖNÜŞ
   25 .Ağustos 1972
 
Gaziantep’e döndüğümde Belediye hanı adresime Almanyadan sınıf arkadaşlarımın posta ile gönderdikleri kartpostallarla ayrıca Portekiz!’li Maria Regina’nın yolladığı küçük buğday başaklarından yapılmış Barbii bebek  (2O cm uzunluğunda)  karı-koca çifçi ellerinde buğday başakları yöresel Kıyafetleri basit iki figür .P.T.T. den almam gerekiyormuş..o zaman çok astronomik bir para istediler..öyle böyle değil..! geri yollamayı iade etmeyi düşündüm..ama bu hediyenin  arkadaşıma tekrar geri dönmesi hakaret gibi algılanabilirdi...istemeye istemeye bu aşırı yüksek ücreti ödemek zorunda kaldım.bu çömçeli gelin gibi uyduruk şey için.böylesine anormal ücret  içime oturmuştu.. ama sineye çektim.....doğum günümü kutluyorlar (nüfus kağıdında 20.8.1939) ama gerçekte Annem karlı bir kış gününde doğduğum gerçeğini yıllar sonra ortaya koymuştu.olsun ne çıkar sağ olsun arkadaşlarım.yine de unutmamışlar.!. ağustos ayının o sıcak günlerinde tiyatro inşaatı devam ediyor Müdür odasında ‘’Tiyatro etütleri’’ni ayrıntıları ile hazırlayıp ciltletip Encümene sunmayı düşünüyorum bunun yanında ayrıca‘’ Tiyatro iç Tüzüğü ’’nü de hazırlıyorum dinlenmek için  fırsatım yok benim için önemli olan ‘’Oyuncular için Kurs planı ‘’ üzerinde ayrıca çalışıyorum bir ihtimal ekim ayı içinde Tiyatronun Necmettin APİ tarafından Belediye’ye devir teslimi gerekiyormuş.bu arada kulis açısından bana göre düzeltilmesi gereken epeyce değişiklikler var Necmettin APİ’ ye bunları izah ediyorum en çok kurs proğramının üzerinde yoğunlaşıyorum..bunaldım dinlenmeye ihtiyacım var arada bir Malatyada birlikte olduğum Sevgili Aslan Alp beni telefonla arıyor İzmir’e gel biraz dinlen diyor.! kurs proğramı çok zamanımı alıyor Tiyatro iç tüzüğü de bitirmem  gerekiyor.. Yurt dışında bütün Tiyatrolarda bunlara önem veriliyor gerçekten Tiyatronun ayakta kalması için Yönetmelik şart.. yoğun çalışmaların içinde didinip duruyorum..
 
EVLENMEMİ İSTİYORLAR   
                                              
 Babam Almanya ‘da mühendislik değil de Tiyatro okuduğumu öğrenmişti hele Belediyede Müdür olacağımı ilk ağızda Belediye yetkililerinden duyunca artık iyice rahatlamıştı onun şimdi tek isteği evlenip çoluk çocuğa karışmamdı... haftalarca hep bu konu.konuşuldu. komşumuz Münevver bacı daha önce komşular bölümünde bahsettiğim gibi bu konuda uzmandı..şunun kızı bunun kızı Babamın gözlemlerine hayranım Annem kime olsa çabuk inanırdı ama babam konu edilen Ailelerin gelmişini geçmişini her şeyini bilir seceresini okurdu nitekim benim için bahsedilen bir kız hakkında olmaz onların ailesinde şeker hastalığı var diye baştan reddetmişti (Bu bana önce tuhaf geldi ama gerçekten bunların önemini sonradan anladım)
 
 KIZ GÖRMEK
 
Münevver bacının salık verdiği kızı annem ile Yeşil Su çay bahçesinde görmek mümkün olacakmış o gece annem ile birlikte çay bahçesine gittik ama biraz geç kalmıştık orada bir raslantı komşumuz Halil Karayılan ağa’nın (Antep müdafasında şehit olan Karayılan’ın kardeşi) hanımı Nahide Karayılan ile karşılaştık aynı masaya oturduk annem Nahide hanımdan hiç bir şeyini saklamazdı aynı mahallede yıllardan beri bir arada aile gibiydik konuyu anlatınca hemen..onları tanıdığını anlattı kızı ile geldiler epeyce oturup sonra çıkıp gittiler arkasından siz geldiniz oradan buradan derken bizim İbrahim beyin kızı Gülderen’i düşünmüyormusunuz ? dedi Akyol’da oturuyorlar! hem en yakın akrabam her şeyine kefilim istersen yarın beraber gideriz önce sen gör sonra Cahit’e daha sonra gösteririz ertesi günü annem ile Nahide Karayılan hanım kızı ziyarete gittiler zaten Akyolda oturuyoruz İbrahim bey bir sokak ötede komşumuz.. annem Nahide hanım ile gidip kızı görmüş eve geldi çok güzel kız dedi aynı akşam komşumuz babamın en yakın dert ortağı can arkadaşı Halil Karayılan ağa  Nahide hanım ile birlikte geldi Şakir baba yıllardan beri birbirimize karşı sözümüz Senet’den de öte ! Gülderen benim kızım gibi her şeyini bilirim elimizde doğdu Cahit’i de bilirim hayatta hiçbir şeye kefil olmadım bu huyumu bilirsin.. çok titizim ama bu kızımıza dünya ahiret kefilim..babam daha sonra İbrahim beyin kızı Gülderen’i gizlice görmüş ay parçası gibi kız diye sevinerek geldi üstelik bir cümle daha ilave ederek ‘’otu çek köküne bak’ ! dedi sıra bana geldi aynı hafta içinde Belkıs düğün salonunda akrabalarının düğünü varmış Nahide hanım düğün arasında ben Gülderen’i kuru yemiş alalım diye dışarıya çıkarırım , sen de dışarıda görürsün dedi o gün Belkıs düğün salonunun önünde sabırsızlıkla bekliyorum yanımda da savcı Dayım Fuat Topuz var Nahide hanımla dışarıya çıktılar.. Gülderen’in durumdan haberi yok .bakar bakmaz çarpıldım ..dayım da beğendi. çok güzeldi nişan devresinden önce kız kardeşim Eser.Gülderen ve Annesi alışverişe giderken Gülderen’in eline birden Maarif’de kırmızı bir Gül sıkıştırıp ortadan yıldırım hızıyla kayboldum..ne Annesi ne benim kız kardeşim bunu fark edememişlerdi. ailesi biraz mutaasıp aileydi..kısaca en yakın zamanda nişan törenimiz yapıldı.
 
NİKAH 
 2.Ekim 1972
 
 Nikah solonu Tiyatroların gönderdiği çiçeklerle doldu.Sergi açılışına gelen kişilerin çoğu (27 mart Dünya Tiyatro günü).nikah şahidim Belediye Hukuk işleri Müdürü Orhan Kitapçı’ydı..eskiden beri görücü usülü ile evlenenlere hep eleştiri gözüyle bakardım bunda yanıldığımı anladım hele baba – annem - kız kardeşlerim -dayılarım ve büyüklerimin de katılımı ile olur verdikleri onların rızaları ve tavsiyeleri ile evlenmenin de güzelliği bir başkaymış hayatım boyunca onlara hep minnettar kalacağım.
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
TİYATRO İNŞAATI
 
 
  Belediye Şehir Tiyatrosu  İnşaatı
 
Tiyatronun planını Ankaradaki ARI Sinemasının Mimarı Rahmi Bediz çizmiş Mühendisi bizden biri Necmettin Api inşaata ara sıra geliyor..salonun içini açık söylemek gerekirse bir şeye benzetemiyorum..ne sahne hazır ne Işık odası ne de sanatçı soyunma ve makyaj odaları ara sıra birkaç işçi gelip bir şeyler çakıp gidiyorlar değişik bir şey var mı diye haftada bir uğruyorum
 
 
ASLAN ALP
T.R.T     İZMİR PROĞRAM MÜDÜRÜ
 8.11.1972
 
eşimi de alıp İzmir’e bir haftalık tatile çıkıyorum Otel deki yerimizi ayırttıktan sonra doğru   Fuar içinde T.R.T binasına gidiyoruz Aslan Alp burada proğram Müdürlüğü görevini yürütüyor mesai bitimi bizi Asma altındaki nezih bir lokantaya davet etti..ne güzel oldu Malatyadaki geçmiş tiyatro günlerimizden T.R.T ve Gaziantep Şehir Tiyatrosu ekseninde bilgi alışverişlerinde bulunduk Aslan Alp bir ara eşime dönerek Gülderen hanım kocanızın EVLİ olduğunu biliyormuydunuz dedi..eşim sapsarı oldu elindeki çatalı yere düşürdü ! merak etmeyin canım dedi ..yıllardan beri Tiyatro ile evliydi deyince eşim rahatlayıp gülmeye başladı..Aslan Alp ile bol bol hasret giderdik..İzmirde tanıdığım bir çok tiyatrocu dostlarım vardı ama onları ziyaret etmeye kısacık Tatilimiz yetmeyecekti..
 
SUAT   TAŞER
 10.11.1972
 
bir gün önce telefon ile aradığım Devlet Tiyatrosundan emeki değerli Suat Taşer hocayı reddetmek olmazdı Amerikan kız koleji yanındaki Korzaylar sitesinde oturuyorlarmış hemen eşim ile Konak’dan Balçova dolmuşlarına bindik..bizi karşısında görünce çok sevindi Ansiklopedi gibi kalın İngilizce bir kitaptan ‘’Staislawski’nin ‘’bir Aktör hazırlanıyor‘’un çevirisini Türkçeye kazandırmaya çalışıyordu.. büyük bir hizmet..hele Gaziantep’te yıllar önce tiyatro üzerine birkaç satır yazı bulmak için o günlerde nasıl çırpınırdık o günleri hatırladım politikayla ilgilenmediğim halde Akis dergisinin son sayfalarında tiyatro eleştirilerini okumak için ne kadar dergiler alırdım.Suat Taşer Gaziantep Tiyatrosu hazırlıkları için bilgi aldıktan sonra İstanbul Ankara gibi büyük şehirlerden alınacak oyuncularla bu işin yürüyemiyeceğini spor takımlarından örnekler vererek anlattı..Muhsin Ertuğrul hocanın teşhislerine katıldığını mümkünse iki oyun çıkaracak bir kadro kurmanın yararlı olacağını bir oyun oynanırken hemen arkasından ikinci bir oyunun hazır olması gerektiğini öyle Büyük şehirlerdeki gibi bir oyunun aylarca afişte kalması gibi şansımızın olmadığını ve seçilecek repertuar oyunları üzerine satlerce konuştuk
 
NÜKET ERSOY - YILDIZ KENTER
   22-11-1972
 
Gaziantep Kolej vakfı mütevelli kurulu başkanı sayın Nüket Ersoy herkesin bildiği gibi kendini Eğitime adamış her konuda yardım sever Kültür faaliyetlerine de canla başla katkıda bulunmak isteyen bir kişi ...Yıldız Kenterle konuşmamızın yararı olacağından bahsediyor Nüket hanım Yıldız Kenter ile daha  yakın olduğundan İstanbula Bebek’deki Cevdet paşa Bulvarında Rüya Apartımanına gel ben de Yıldız Hanımdan randevu alıp birlikte bir yerde buluşalım bu konuları konuşalım dedi.. eşimi de alıp İzmir’den İstanbula Nüket hanımların evine oradan da Yıldız hanımla nezih bir yerde buluşup Gaziantep Tiyatrosunun önümüzdeki planları ve repertuar konularını açarak derinlemesine konuştuk  Yıldız Kenter’in tavsiyelerinin çoğu  Muhsin Ertuğrul Hocanın anlattıklarına çok yakındı elbette onun da değerli fikirlerinden yararlanmak olanağını buldum.Nüket hanıma bu yardım ve katkılarından dolayı minnettarım.
 
 
 
BİR HAFTALIK TATİL BİTTi
 
Bir haftalık tatil ve ortam değişikliği Fuar gezintileri beni biraz dinlendirir gibi olmuştu Gaziantep’e döndükten sonra yine yoğun günler’e döndüm bu arada Kurs proğramını tamamlayıp ‘’Tiyatro iç tüzüğü ‘’ ile birlikte  güzel bir Cilt yaptırarak Belediye başkanlığına sundum.
 
 
IŞIKÇI  - ELEKTRİKÇİ                          
 
artık tiyatroya elektrikçi almanın zamanı gelmişti bu ihtiyaç için Başkanlığa yazdım çok geçmeden elektrik işleri Müdürlüğünün onayı ile Genç bir elektrikçi verildi.. gündüzleri ona tatbikat yaptırıp sık sık kova ışıkları–spotları–salonon kedi göz lambalarını kullanmada hakimiyet kazanmasını istiyordum Mehmet yaptığı tatbikatlarla bu işlere yatkın olduğunu kısa zamanda  gösterdi.  
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 TİYATRONUN DEVRİ TESLİMİ
 
Belediye yetkilileri- mütahhit – mühendis - fen işleri Müdürlüğü  arasında kısa zamanda imzalanıp binanın Belediye’ye devri yapıldı . Kulis arkasındaki sanatçı odalarının bazı eksiklikleri acele ile geçiştirildi fuayyedeki cam vitrin son günde yapıldı bunun dışında ilginç bir devir tesim daha yapıldı.. İnşaatın başından beri İşçi olarak çalışan Türkçeyi yarım yamalak konuşan Mehmet Yalçın da burada temizlik işlerine bakmak ve tiyatrodaki her şeyin yerini bildiği öne sürülerek hemen kadroya alınmak istendi ve alındı.
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
GÖREVİMİZ NE OLMALI
 
Kültür ve Sanat politikasında Milli Eğitimin olduğu kadar şehrimiz Belediyesinin  üzerinde bir Turizm davası kadar tiyatroya önem vermesi gerekmekteydi Gaziantep Belediyemizin bu Sanat işlerini gerçekleştirebilmek için gereken kanun kolaylığı da mevcut 1580 sayılı kanunun 15.maddesinin 59. fıkrasında Belediye Tiyatrosu yapmak ve idame ettirmek yaptırıp işletmek işini Hükumet Belediyeye bir görev olarak vermiştir gittikçe modern ve Sanayileşen bir şehir olarak halkımızın en zaruri ihtiyacı olan Tiyatroyu bir eğitim ve dinlendirici-eğlendirici yönüyle kendini önemli bir ihtiyaç alanı içine sokmuştur.artık Seyircimiz Tiyatronun Üniversite kadar gerekli olduğuna inanıyor
 
                                           
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
TİYATRO KURSLARI -   İLANLAR
 
Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosuna oyuncu kazandırmak üzere başvuru ilanları verildi tabii tiyatronun Hükumet meydanına yani Atatürk heykeline bakan büyük camlarına da itina ile Estetiğini bozmayacak şekilde açıklayıcı ilanlar yapıştırıldı 15 gün süre ile  kişisel başvurular değerlendirilerek kabul edilen adaylar dosyalandı
 
 
 TİYATRO KURSLARI  
 
 
O kadar kısa zamanda profesyonel oyuncu bulmak elbette imkansız en azından 6-7 ay kursta bir şeyler öğretmek gerek..üstelik düzenlenecek repertuar sanatçıların uygunluğu ile ilintili olmalı.. düşünüp taşındım.. doğal sonucu yapacağımız provalar ve hazırlıyacağımız oyunlarla  ortaya çıkaracaktık  25 kişilik müracaat olduğuna göre Ahmet Kutsi Tecer’in köşebaşı oyunu karakterlerin ve yeteneklerin en kısa zamanda ortaya çıkarılacağı türden bir oyundu  tercihimi o yönde kullandım..!
 
 
                                              
Devlet tiyatrosu açılış daveti oturanlar Raik Alnıaçık(Rejisör)-Gülsen Tunççekiç-Cahit Saraç- Gülderen Saraç-Refik Eren-Defne Yalnız
                                                                                            
 
 DEVLET    TİYATROSU     
 İBİŞİN RÜYASI       (Tarık BUĞRA ) 
   29 Aralık 1972
 
Salonu tamamlanan tiyatromuz için bir an önce Devlet Tiyatrosuna bağlanıp birlikte Bölge tiyatrosu olarak çalışılması için olağan üstü çaba sarf etmiştim etütlerden de anlaşılacağı üzere Devlet tiyatrosu o günkü şartlar altında açıkça bunun imkansız olduğunu Devlet Tiyatrosu Sanatçılarının sayısının buna yetmeyeceğini, ancak arada Turne oyunları şeklinde Gazi kente hizmetlerini ulaştırmaya çalışacaklarını yazışmalarla ortaya koydular ancak Tiyatronun açılış günü için Belediye yazı işleri Belediye Başkanının emri ile açılış davetiyelerini tiyatro ile ilgili (İstanbul Belediyesi Şehir tiyatroları vs.)gerekli yerlere ve kurumlara yollamıştı.Devlet tiyatrosuTarık Buğra’nın ancak bir Gece için  oynayacakları ‘’İbişin Rüyası ‘’adlı oyununu tiyatromuzda sergileyecekti.!.oyunu Raik Alnıaçık sahneye koymuştu.oyun günü İstanbul Şehir Tiyatrosunu temsilen gelen Perihan Tedü doğru odama çıkarak Cahit Bey Belediye Başkanınızın bize yolladığı davetiyede Şehir Tiyatromuzun açılışı deyince biz sizin oyununuzla  açılış yapılacak diye algıladık.. ben onun için geldim nitekim Muhsin Ertuğrul Hocadan uğraşılarınızın yoğun olduğunu duymuştuk ! ne yapalım biz de gelmişken İbişin rüyasını izleriz dedi..Perihan Tedü hanımın rahat etmesi için kalacağı otel ile telefon bağlantısı yapıp yakından ilgilendim,Perihan Tedü rahmetli Suavi Tedü’nün eşiydi İstanbul Belediye Şehir Tiyatrosunun en gözde oyuncularından biriydi ne yazık ki genç yaşta en verimli çağında vefat etmişti Devlet Tiyatrosunun malzeme taşıyan Kamyonu gelmişti..rejisör Raik Alnıaçık- ışık Nuri Özakyol ve dekor uzmanı - Hüseyin Mumcu Tiyatromuzu çok beğenmişlerdi.akşama doğru oyunda yer alan can dostum Soner Ağın çıkageldi..diğer oyuncuların bir kısmı ile tanıştık çoğunu tanıyordum.oyun protokol ve davetliler huzurunda başarı ile oynanıp alkışlandı.oyun sonrası.sanatçıların kaldığı Kale Otelinde Belediyemiz mükellef bir ziyafet verdi onları ağırlamak bana düşmüştü Dinçer Sumer- Gülsen Tunççekiç- Raik Alnıaçık –Soner Ağın-Değer İmsel- Defne Yalnız- ve büyük bir gelecek vadeden Ergün Uçucu - bu masada gelecek güzel günlerden ve sanattan konuşuldu Dinçer Sumer Gaziantep’in öz Tiyatrosuna kavuşması temennilerinde bulunarak yazdığı oyunları telif hakkı istemeden yerel tiyatromuzda oynayabileceğimizi belirtti.. bu uzun gece sonunda Soner Ağın dostum ile ayrıca baş başa uzun uzun dertleşmek fırsatını bulduk..İbişin Rüyası sadece bir gece oynandı ertesi günü öğleden sonra sanatçıları Ankaraya yolcu ettik…Perihan Tedü hanımı da özel Belediye Başkanının arabası ile Adanaya (uçağa) uğurladım..Periihan Hanım bana İstanbul Şehir Tiyatrosunu Siz Darülbedai’den bu yana kimselerin tanımadığı kadar çok yakından tanıyorsunuz dediğinde yalnız  gülümsemekle yetindim ....
 
 
 
                                                          İSTANBUL BELEDİYESİ ŞEHİR   TİYATROLARI
 
Sayı : 1037
Tarih: 4.1.1973
  
 1-  Geçen zabıt okundu aynen kabul edildi.
 2- Belediye Başkanlığının Davetlisi olarak tarafınıza gönderilen Perihan Tedü Yönetim   kuruluna Gaziantep Belediye Şehir Tiyatronuz hakkında Bilgi vermiştir.  Biz kentinizde   Yeni bir Tiyatro binasının açılmasını takdir ve sevinçle karşılamaktayız bu gibiTiyatroların diğer Kentlerimizde de açılması en önde gelen bir temennimizdir.  Bu durumda Şehir Tiyatromuzun .imkanları içinde her zaman yardımcı olmasına oy birliği ile karar verildi.
 
      
              Başkan                                                                                 Üye
      Vasfi Rıza Zobu                                                                Basri Dedeoğlu
            ( imza )                                                                               (imza )
Genel Sanat Yönetmeni                                                   Şehir Tiyatroları Müdürü
 
 
 
             Üye                                                                                          Üye
Hüseyin Kemal Gürmen                                                               Perihan Tedü
             (imza)                                                                                   (imza)
           Sanatkar                                                                               Sanatkar                         
 
 
 
 
 
  Köşe Başı oyunu provası
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU 
 
KÖŞEBAŞI (Ahmet Kutsi Tecer)
                                                                                                             
Seyirci açısından da  halka hitap edebilecek bir oyun olması nedeni ile bu oyunda karar kılmıştım..bu arada hem kurs hem oyun hazırlıkları birlikte yürütülecekti Gazi kentte bu işe gönül vermiş kişiler geç haber alsalar bile seçtiğim oyun Köşe başı ile  oyuna monte edilme şansları olacaktı.. nitekim öyle de oldu müracaat eden adaylar kendileri gibi kişileri beraber getirerek listelere eklenmesine neden oldular..daha önceden hazırladığım Kurs planı bu adaylara başlangıç için çok ağır gelecekti..onun için kursların dozunu oyuna uygun olarak ayarladım 25 kişilik başvuru 37 ye çıktı ne yazık ki adayların içinde bayan yoktu..zaten oyunu  biraz da bu olasılık  için seçmiştim. sabahın erken saatinde loş ışıkta kapı önünde sütçü sütçü diye bağıran kadının bir iki repliklik sahnesinde zorda kalınırsa  yetenekli bir erkek tarafından bile geçiştirilirdi elbette ilerdeki günlerde bayan oyuncu müracaatları ile bu eksiklikler giderilebilecekti bayan oyuncular önümüzdeki günlerde çoğalabilirdi..adaylar ile ayrıntılı konuşuldukça ve yapılan provalar arasında kimin neler oynayabileceği  iyice ortaya çıkıyordu..
 
        KÖŞE BAŞI OYUNU
      Ön sra  M. Sert-Hüseyin Akkaya ….orta sıra Mehmet Üçtaş- …Ali Cevaz ..Cahit Saraç-Mehmet- Hüseyin Demirdelen –Celal Uçar-…….Tekin Okçu-Ertuğrul Ahi- Hüsnü Alan        )
 
 
     
 Masa başı okuma provası Celal Ucar - Cahit Sarac - Hüseyin Demirdelen - Hüsnü Alan
                                                    
 GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSUNDA 
 
 PROVALARA HIZ   VERMEK
 
Devlet Tiyatrosunun sahnemizde bir günlük konuk olarak oynaması bizleri daha da   iştahlandırmıştı.. oyunumuz artık yerli yerine oturmak üzereydi..gece yarısı dışarıdan gözükmemesi için saat üçlere kadar Fuayenin perdelerini çekip dekorlarımızı öyle boyuyorduk..işte amatörlüğün en sevdiğim yonü bu ...bunun para ile pulla ilgisi olmaması aynı duygular içinde gerçekten bir şeyler yaratmak,yarışa girerek güzel şeyler ortaya koyup yarınlara bir şeyler bırakmaktan daha güzel bir şey var mı ? asıl düşüncem bu oyunu Gaziantep’in Kurtuluş gününe yetiştirip bu mutlu günde Tiyatronun açılışını yapmaktı bu oyunu seyircilerimize Armağan edip iki bayramı bir arada yaşatmaktı ! ama  bu şartlar içinde gelişemedi oyunun yetişmesi imkansızdı.
 
 
SANDIKLAR
 
oyun gereği sahnenin ortasından itibaren yarım metre kadar bir yükselti vermem gerekiyordu bu durumu Belediye başkalığına bildireli sekiz gün olmuştu artık olup olamıyacağını kesin bilmem gerekiyordu gecikmeli olarak marangoz’un izinli olduğu söylendiğinde doğrusu kızdım.. eniştem Naci İstanbullu’nun çok samimi bir arkadaşı toptancı halinde komisyoncu idi öğle üzeri ona gittim anlattım.. derdin bu olsun gardaşım dedi kaç tane meyve sandığı gerek iki yüz kadar derken karşılığında bir öffff beklerken fazla olsun da eksik olmasın peki ikiyüzelli sandığı nereye indirsinler ? Hükümet merkezinin heykelin yanından tiyatronun zabıta tarafına bakan kapısına dedim oradan giriş varmı? -var.. şoför geldiğini haber verirse zabıtalar yardım edip şoföre yol gösterirler dedim…saat beşe doğru şoför geldi zabıtalar şoförle anlaşıp sandıkları kamyon ile kulis
kulis kapısına getirdiler Oyunun provasına geçici bir süre için ara verdim..  herkes ikişer İkişer yardım edip taşımazdan önce iki iş olmasın daha dirençli olsun diye tuğla sisteminde olduğu gibi tarif edip yerleştirme şeklini gösterdim  kısa zamanda yarım metrelik yükselti tamamlanmış oldu daha sonra üzerine blok halinde kontiplak koyduk mu tamam olacak…sandıklar korktuğum gibi yaylanıp ses çıkarmıyor.. şimdiden yükseltilere alışalım diye onun üzerinde provaya devam ettirdim
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSUNDA
AÇILIŞ KONUŞMASI
 
açılış konuşmasını kapalı perde önünde spotlar altında Belediye Başkanı Abdülkadir Batur yaptı Gaziantep’in tiyatro ihtiyacı ve şehircilik üzerine özlü seyirciyi sıkmıyacak bir konuşmaydı..arkasından ben tiyatro’nun gerekliliği ve önemi üzerine bir konuşma yaptıktan sonra perdemizi açtık
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU PERDELERİNİ AÇIYOR 
 
KÖŞEBAŞI    (Ahmet Kutsi TECER)
 30.12.1972                                          
                                  
Ahmet Kutsi Tecer’in ( Almanya’nın Tiyatro konusunda tek baş vuru kaynağı olan Theater Wissenschaft’ın ansiklopedik olarak çıkardığı 9 ciltlik ) Ülkeler sıralamasında Türkiye bölümünde tek yazar Ahmet Kutsi Tecer’in’’ Köşebaşı ‘’ adlı tiyatro oyunu olarak geçmektedir) Türk tiyatrosunu ne acıdır ki böyle kısır olarak değerlendirmişler.. Oyunumuz gerçekten  Işık-Dekor- kostüm oynanış bakımından çok iyi notlar aldı.uzun yıllar mahallesinden ayrı kalan ve döndüğünde yabancılaşma- hüzünlü fakat renkli bir mahalle yaşantısını sabahın erken saatinden akşama kadar geçen olayları yer yer komik ama evrensel bir boyutta veren bu oyunu seyircimiz kendine çok yakın bularak severek izledi.. Oyunun ümit vaat ettiği oyuncuları Hüseyin Demirdelen-Ali Cevaz-Celal Uçar- Fatih Yücel-Hüseyin Akkaya -Hüsnü Alan-Necati Kürümlüoğlu-Mehmet Polat-Mithat Kaleoğlu-Mehmet Üçtaş- Ertuğrul Ahi ve isimlerini hatırlıyamadıklarım için şimdiden özür dilerim.. oyundaki herkes üzerine düşen bu önemli görevi başarmışlardı..
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
 YENİ    OYUN HAZIRLIĞI
 
Köşe başı oyunu devam ederken ikinci oyunun seçimine girdim Kerpiç Memet Cahit Atay’ın bu oyunu seyircimiz için olduğu kadar oyuncularımız için de uygundu oyunun sonunda kerpiç’in arkasından övgü yağdıran kısa bir kadın rolü vardı Belediyede Hukuk işlerinde çalışan memure Ayfer Emre için Hukuk işleri Müdürü Avukat Orhan Kitapçı’ya konuyu açtım bakalım.. razı edebilirsek dedi! sonunda Ayfer’i razı etti. aslında Ayfer’in Belediyedeki işi oldukca yoğundu provalara mesai sonrası gelebiliyordu onu geç saatlere koymadan Ayfer Emre’nin sahnesini hemen başta alarak evine yolluyordum ! bu oyunun yanında ikinci bir oyun daha oynanabilirdi Arrabal’ın cephede Piknik adlı çok güzel evrensel bir oyunu vardı oyun daha Türkçeye çevrilmemişti..Almanyadaki sınıf arkadaşım Brinkmann’a mektup yazarak oyunun Almanca metnini en kısa zamanda  göndermesini rica ettim oyun bir hafta sonra geldi..hem  Kerpiç mehmet’in provasını eve gittikten sonra da Cephede Piknik’in çevirisini yapıyordum..ikinci turdaki bu oyunlar için kadro’dan yana  bir sıkıntım yok gibiydi Kerpiç Mehmet’in provası çok iyi gidiyordu ..
 
 ZİYARETÇİ    HANIM
 
Köşe Başı’nın dördüncü günü oyun bitiminden sonra gelecek tur oyunun çevirisini yaparken Tiyatronun bekçisi Pehlivan bana bir bayanın beni görmek istediğini söyledi bayan  oyunu çok beğenmiş.. içeri girip beni tebrik etti hayatında bu kadar renkli güzel bir oyun görmediğini söyledi.. oynayanları da tek tek tebrik edip onlarla tanışmayı çok isterdim diye ilave etti .Tiyatroyu çok sevdiğini küçük bir kızının olduğunu  söyledi onun da tiyatrocu olmasını çok isterdim ama daha küçük dedi.. karşımdaki bayan da okul sıralarında bir kez  sahneye çıkmış..oyuncuları tebrik konusunda arzu ediyorsa yarın saat onda provaya gelen oyuncularla tanıştırabileceğimi söyledim, çok sevindi.. ertesi günü küçük kızının elinden tutmuş tiyatro’ya geldi tek tek oyuncularla tanıştırdım kusursuz bir Türkçesi vardı ikinci turdaki kerpiç Memet’in provasına gelen Ayfer Emre ile tanıştırdım hemen birbirleri ile kaynaştılar - yıllar önce okul tiyatrosunda oynadığınızı söylemiştiniz bizde oynamayı düşünürmüsünüz dedim hemen gözleri parladı çevirisini yaptığım ‘’ Cephede Piknik’’ adlı oyunda bir Anne rolü var dedim..becerebilirmiyim dedi neden olmasın dedim onu sanki rolün içinde gibi görüyordum tertemiz bir Türkçeniz var dedim kızının saçlarını okşarken herşeyden önce kocasından izin alması gerektiğini söyledi peki bir konuş dedim..olmazsa kocanız da gelsin  burası bir okul  gibi  gerçekten bundan  emin olmanızı isterim... Ayfer Emre’de  gerçekten böyle olduğunu doğruladı..
 
 
 BİR TELEFON
 
Akyolda annemlerdeyim bir telefon  tanıdığım bir ses büyük bir süpriz ! karşımdaki Dilaver Uyanık çok sevindim.. Erzurum Radyosundan tayini Gaziantep’e çıkmış en kısa zamandaT.R.T yakınında bir ev bulmam lazım.. senin tanıdıkların vardır !..yarın zamanın var mı dedi provalar var ama sen Belediye Şehir Tiyatrosuna gel hallederiz dedim civarda  meterolojide amcam kızları oturuyor.. ben şimdi telefon edip onlardan bilgi edinirim sen saat 11.00 gibi tiyatroda ol hadi görüşürüz dostum Anthony Quin dedim ! ( Dilaver  herkesin kendisini Anthoy Quin’e  benzettiğini söylerdi )
 
 
 GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
AFİŞLER ve PROĞRAM DERGİSİ – OSMAN TUZCU
 
Oyun çıkmak üzere afişlerin de bir an önce basılması gerekecek ! oyun için afişlerin önemini bilirim Sabah gazetesine gittiğimde Osman Tuzcu’ya bir söyledim bin ah işittim Belediye Encümeni Belediye’nin borçlarını hep geciktiriyormuş..ben üzerinde olur kendim  takip ederim merak etme dedim peki inanıyorum....söyle bakalım ne istiyorsun 300 adet afiş bastırmak istiyorum yani el ilanı.. yok afiş dedim peki ölçü 40 x60 dedim imkansız bu kadar büyük afişe yetişen büyük harflerimiz yok dedi peki önce oyunun adını plastik harflerle baskı yapsanız onun üzerine ikinci baskı olmaz mı Osman Tuzcu hemen oğlu Aykut’u çağırdı Aykut beni daha iyi anladı.. oyunun adı renkli olarak plastlkten kesilen kalıpla.. yazarı..dekor vs. normal dizgi harflerle yazılacaktı ertesi günü basım örneğini gördüm.. işte bak olmuş dedim..Afişler basıldı 300 kadar kendi hazırladığım tanıtıcı fotoğraflarla yazarları ve gelecek oyunları içeren ve seyirciyi bilgilendiren küçük boyutta 10 sayfalık Dergiyi bastırdım bunun seyirci yetiştirmedeki rolünü eskidenberi çok iyi biliyordum parasız isteyenlere verilecekti afişleri az Türkçe bilen tiyatronun hizmetlisi Mehmet Yalçın’a gereken malzemeleri teslim edip yanına da yardımcı bir işçi katarak afişleri şehirdeki tesbit ettiğim yerlere yapıştırılmasını temin ettim .
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
PROTOKOL
 
alışa gelmiş  protokol karışıklığının sıkıntılarını biliyorum.. onun için bunu en iyi şekilde halletmek bu alışkanlığı yerleştirmek istiyordum. oyunun ilk günü gişe’yi açtırmayacak bu protokol işini bir günde kökünden halledecektim öyle de yaptım unvan ve önem sırasına göre Vali Belediye Başkanı Garnizon komutanı Emniyet Müdürü arkasına Encümen üyeleri Siyasi Partiler Vilayet içindeki Müdürlükler..Adli merciler..Gazeteciler vs. maşallah Tiyatroyu doldurdular..bu günün dışında başka protokol uygulaması olmayacaktı          
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
TİYATROYA GİRİŞ ve FUAYYE   DÜZENİ
 
Tiyatro bekçileri oyundaki görevli olanları kurs ve prova saatindeki stajiyerleri gereği kadar tanımadıklarından fotoğraflı giriş kartı düzenlemek zorunda kaldım kurs saatinde ve provalarda giriş çıkışları çok önemsiyordum belirtilen saatte kapılar kapanıp fuayede kimse kalmıyordu.. bu kuralı hep prensip meselesi yaptım bunun da çok yararını gördüm çalışmalar bazen gecenin geç saatlerine kadar uzuyordu.FUAYYE bir Tiyatronun ciddiyetinin göstergesidir uzunluğuna geniş bir alanı kapsayan Fuayyemiz çok sade hazırlanmış salona sağ ve sol kapıların girişlerinin ortasındaki camlı vitrinde Sanatçıların fotoğrafları oyunlardan fotoğraflar yer almaktaydı meşrubat şişelerinin salona sokulmaması bunları kibarca uyaran personelimiz zamanla bu kötü alışkanlıkları tamamen ortadan kaldırdı. oyuna geç gelenler fuayyede bekletilip sahne değişimlerinde içeri sessizce alınıyordu fuayye kurallarımız Devlet Tiyatrosu uygulamalarının hemen hemen aynısıydı.
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
TİYATROMUZUN   GİŞESİ
 
Halkımızın Tiyatroyu sevdiği bir gerçek ,ama tiyatroyu yaygınlaştırmak Seyirci kesimini sayıca yükseltmenin bir yolu da Gişeden geçmekteydi seyircilerimizin hiç bir zaman yüksek ücret ödemesine taraftar değildim ..buna oldum olası hep karşı geldim ve dediğimi de yaptırdım Gişemiz Gaziantep Belediyesinin görevlisi tarafından Belediyece bastırılmış numaralı biletleri ile satış yapmakta ayrıca Sinema kapılarını takip eden görevliler gibi Belediyeden ikinci bir kontrol memuru görevlendirilmekteydi Gişe gelirleri bu görevliler tarafından toplanıp ertesi günü doğrudan hesap işlerine yatmaktaydı Turne oyunları uygulamalarına gelince GİŞE tamamen Konuk Tiyatronun görevlilerince yürütülecek Gişe gelirleri tamamen kendilerine kalacaktı Tiyatrodan ayrıca elektrik giderleri   alınmayacaktı.
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
REPERTUVARIMIZ
 
Repertuvarımızı seçerken oyunlarımızın seyircimizi eğiten,eğlendiren,düşündüren ve oyun bittiğinde oyunun seyirciler tarafından eve götürülebilecek oyunlar olmasına özen gösterdim .Tiyatro  kime ne oynayacağını bilmeliydi tiyatro bir Halk sanatı olduğuna göre çoğunluğun beğenisine hitap ettiği ölçüde değerliliği vardır..unutmamak gerek seyircilerimizin bir kısmı Sinema seyircisidir onları kazanmamız bizim için çok önemlidir seyirci sayımızı çoğaltmak uygulayacağımız repertuvar sistemine de bağlıdır .tiyatromuz hiç bir ayırım gözetmeden herkese açık bir tiyatro olmalıdır.. halkın isteği sonunda repertuvarımızı meydana getirecektir bana kalırsa yarının tiyatrosunu hazırlarken bir labaratuvar çalışması şeklinde seyircilerimizin eğilimini değişik türlerle denemeler yaparak tesbit etmekte yarar vardır. sahneye koyduğum oyunlar bunun bir göstergesi olmuştur yönetici olarak her zaman kendi kendime sorarım ? biz bu oyunu neden seçtik ve bu oyun bize ne getirdi ? çoğunlukla amatör deyimini heves peşinde koşan anlamında alırız oysaki amatör yaptığı işe harcadığı emeğe sevgisini katanlardır tiyatro öyle bir sır ki içindeki sonsuzluk olayı hep yetkinlik düşü ile birleşik olarak devam eder.. oyuncu adaylarımı elbette Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosundaki oyuncuları bu değişken türlerdeki oyunlara katıp çok yönlü  yetiştirmeye onları yarınlara iyi hazırlamaya yönelikti bunun için olağan üstü büyük bir çaba gösteriyordum ..Özel arşivimin zenginliğini Tiyatro severler  bilirler repertuavar için böyle bir sıkıntıya düşeceğimizi zannetmem.oyuncuların olgunlaşması gelişip yeterli ustalığa erişmesi benim için temel bir görevdir bu yetenekli gençlerin arasından zamanla ayrı ayrı oyunlara hükmedecek  Rejisörler çıkması beni elbette mutlu edecektir..bu da kademe kademe çalışıp ilerlemekle olacak bir şey. kadromuzda en yakın bir zamanda oyuncu ve rejisör verimine ulaşacağına içtenlikle inanıyordum..
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
TİYATROMUZA BAŞ VURAN   OYUNCU TİPLERİ
 
bunları uzun uzun anlatmaktansa  gözlemlerimin sonucunda tesbit ettikllerimi kısa bir özetleyecek olursam :
             1 – hevesliler
             2 -   okuldayken müsamerelere çıkanlar
             3 -  göstermelik oyuncu (Tiyatroyu filmle karıştıranlar )
             4 -  oyunculukta iyi para var zannederek gelenler
             5 -  Tiyatro’yu konser gibi şeylerle karıştırıp gelenler
             6 -   oyuncu yaşantısını düşleyerek ünlü olmak için gelenler
             7 -   geçmişte müsamere hazırlayıp ben rejisörüm diye gelenler
 
bunları daha çoğaltmak mümkün ama bizim şimdilik aradığımız ısrarla bir şeyler öğrenip bunu meslek edinmeyi göze alanlardır yüreğinde bu heyecanı taşıyarak çaba gösterenler  birkaç deneme ile elbette kendilerini belli edeceklerdir bu oyuncu adaylarının - Tiyatro içinde davranışları -dışardaki davranışları-  yöntemleri anlayışı - öğrenmek isteği –dikkati -kişiliği- deneylerindeki tutumu- kısa zamanda hemen kendini  belli edecektir.
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
SEYİRCİ   GÖZLEMLERİM 
 
başlangıçtan beri seyircilerimizin Tiyatrodan kopmaması benim için çok önemliydi.. önem verdiğim bir şey daha vardı seyirci tahlili ve gözlemleri..tiyatromuzun yaşamı biraz da bunlara bağlıydı seyırcinin herşeyden evvel değişken bir yapısı vardır, artış olarak da örneğin ; bir yılda 10 defa tiyatroya giden seyirci belli bir süreden sonra 20 defa gitmeye başlaması gibi !.. halkımızın tiyatroya bağlılık isteği gereklidir- kitle duyguları-kitle şuuru-kitle vicdanı- hayatı geniş bir görüşe ve beşeriliğe iter asıl iyi tiyatro o zaman işlevini yerine getirir Seyircimiz midesine girecek temiz gıda kadar örnekleyici – hayatın geniş kırpıntılarını-eğitici bilgilerini ve görgülerini değerlendirip sindirmeye de muhtaçtır, seyircilerimizin Tiyatroya ödeyeceği ücreti iyi ayarlamak zorundaydım, salonumuz 262 kişilik olduğuna göre birinci ya da ikinci fiyat farkı ayarlamasına gitmek bence yanlış olurdu .. bana göre bu sakıncalıdır seyirci sayısını yükseltmek biraz da uygulayacağımız repertuvar seçimine bağlıdır demiştim.. bu halk bu çeşit oyunlardan hoşlanmıyor diyerek belli bir kalıba saplanıp kalmak da sakıncalıdır.!.çeşitlilik her zaman önemlidir bir kimse duyduğu bir sesten emin olmaya bilir ama gördüğü bir şeyden her zaman emindir ! seyircilerimizin görme duyusunun işitmeden çok daha üstün olmasını KÖŞE BAŞI oyununda gözlemlemiştim bunun yanında renk-kostüm de önemlidir. rahatça gülmesi oyunu sevip sevmediğinin yüzünden okunması bana kalırsa çok önemliydi.seyircilerimizi Almanya’daki seyirci ile karşılaştırdığımda beni bu üstünlükler mutlu ediyordu..ayrıntılı gözlemlerim sonucu Gaziantep seyircimiz kendini sıkmadan gülünecek yerde en tabii şekilde içinden geldiği gibi güler ! bu konuda Avrupa seyircisi bir bakıma kendini kontrol altında tutmaya özen gösterip..çoğu zaman kendini  firenlemeye çalışmaktadır.
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU İÇİN
 
 
                G.Antep Seyirci gözlemlerimin  sonuç yüzdesi
:             
                                 Devamlı Seyirci...... .% 44
                                 Hevesli seyirci          % 27
                                 Göstermelik seyirci   %  2
                                 Tesadüfi seyirci        % 24
                                 Meslekten seyirci      % 3
 
 
  Cephede Piknik  Güler Akarçay - Hüseyin Demirdelen - Dilaver Uyanık -Kadir Buzcu
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
PROTOKOL GÜNÜ
 
Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosu’nun ikinci oyunu’’ Kerpiç Memet ve Cephede Piknik’in ilk gününü gişe açtırmadan protokol ‘a oynadık.. artık bunu kural haline getirmek istiyordum perde aralarında oyun hakkında herkes kendi gözlemlerini eleştrileri varsa kendi aralarında daha rahat konuşabilirler elbette bu da bize yarar sağlayacaktır.en azından dağınıklığa yol açmaz daha faydalı olur.oyun alkışlardan da belli olduğu üzere başarılı geçiyor.. Encümen üyeleri ve yetkliler durumdan fazlası ile memnunlar.ama encümene şikayetlerimi birer birer sıralayınca ( bunlar çoğunlukla çivi.bez- tutkal- aksesuarlar için gerekenler-boya vs.için encümen kararlarının gecikmeleri) tabii hemen hallederiz ! .bunları ne zaman dillendirsem.hep olumlu cevaplar alıyordum..protokol gecesi sonunda verilen sözlerin çoğu  hemen ertesi günü unutuluyordu.                 
 
İSTANBUL BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU  İLE  İLİŞKİLERİMİZ
 
Tiyatromuz devamlı yazışmalara girmiş faaliyetlerimizi İstanbul ŞehirTiyatrolarına duyurarak her konuda çok iyi notlar almıştır İstanbul Şehir Tiyatrolarını tanımam bunda etken olmuştur Ertuğrul Muhsin Beyin (adı soyadına karışmış olan bu değerli tiyatro adamının) çıkardığı dergilerinin kolleksyonunu tamamlamam benim için en mutlu olay olmuştur. öğrenciliğimden beri öğretici yönü ile seyirci yetiştiren bu derginin hayatımda yetişmemde çok büyük rolü olmuştur .Gazi kentimize gönderilen İstanbul Şehir tiyatroları baş Dramaturgu Çetin İpekkaya ,Müdürlüğümüzü ziyaret etmiş İstanbul Belediyesi ile çeşitli yardımlaşma imkanlarını elde etmiştim, yine aynı kurumun Yönetim kurulu üyesi PerihanTedü G.Antep’e geldiğinde İstanbul Belediye Şehir Tiyatroları ile her konuda yardım olanaklarının sözünü alıp devamlı yazışmalarda bulunmuştum.
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
 KERPİÇ  MEMET    -    CEPHEDE   PİKNİK
Yeni Oyunumuzun provaları-   bu Oyunlar neden seçildi ?
 
amatör oyuncu her şeyden evvel soluksuzdur.. oyun sürecinde hemen eksiklikleri belli edip dışarıya vururlar bu oyunu seçmemdeki neden oyunun yapısına uygun düşen şiyve-ağız en küçük hata belirtilerinin bu oyunda  kalıntıları da olsa göze batmaz bu oyunla-oyuncu uzak-yakın-yüksek-alçak indirimli konuşmaları-özümlemiş göze batmamış olur-temponun varlığını- tempoyu korumanın önemini-değerlendirmeleri-ayrıntısız çıplak anlatımı-dramatik aksiyondaki çeşitliliği –seyirci hoş görüp oyunu iyice kavramış olur !
 
                                                                 
Cephede Piknik Hüseyin Demirdelen
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
CEPHEDE PİKNİK PROVALARI
 
bu sevimli evrensel oyun ile oyuncular açısından Pantomimin oyunculukdaki yerini (oyunun ilk beş dakikası pandomim içinde yer alır) kavramayı- hızlı tempolara girişi- duygu alışverişini-karşılıklı ilginin önemini - kavrayıp olağan üstü deneyim kazanacaklardı bu oyunu Gaziantep seyircilemizin seveceğinden adım gibi emindim ! CEPHEDE PİKNİK ’in Almancadan çevirisini henüz bitirememiştim Güler Akarçay hanımın gurubumuza katılışı ve Dilaver Uyanık’ın Gaziantep’e T.R.T ye tayini benim için olağan üstü güzel bir raslantı olmuştu.. Dilaver’e ve Güler hanıma devamlı ısrarlarım sonunda istediğim oldu. Provalara başladık ! Kerpiç Memet’in bir sorunu yoktu oyun hazır gibiydi Cephede Piknik’in çevirisini yaptığım yere kadar olan bölümünün provalarına başladık.. Güler hanım oyuna çabuk adapte oldu, sanki oyun onun için yazılmıştı..şevkatli bir anneTürkçesi anlaşılır ve temizdi bunu günlük konuşma içine sokmak hiç de zor olmadı her anlatılanı çok iyi algılıyordu onun bütün derdi kızıydı ..çocuk psikolojisini çok iyi bilen oyuncularımızdan Mithat Kaleoğlu sahne dışında  küçük kız ile arkadaşlık edip onu prova süresince oyalıyordu. Köşebaşı oyunu artık seyircisini doyurmuş(18 gün) seyirci bizden yeni oyunlar bekliyordu kerpiç oyunu eksiksiz hazırdı her iki oyunda oynayan Hüseyin Demirdelen ve Celal Uçar’ı acaba fazla mı zorluyormuyum diye düşündüm ama provalardaki performansları hiç de öyle belirti vermiyordu neredeyse üçüncü oyunu da götürecek kadar cesur-atak ve istekli görünüyorlardı..arkada daha büyük umutlar taşıyan Necati Kürümlüoğlu-Hüseyin Akkaya –Hüsnü Alan –Mithat Kaleoğlu gibi gelecek vadededen dinamik oyuncular vardı bu arada Ali Cevaz gibi usta bir oyuncumuzun daha önceden belirttiği gibi benim uğraşım folklor yakında festivallere katılacağım yalnız köşebaşı oyunu süresince sizinle birlikte olabilirim diye daha önceden verdiği söz.. gurupta burukluk yarattı..ne denir Köşebaşı oyunundan sonra hepimizle sarmaş dolaş  yuvamızdan uçup gitti..Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosu Köşe başı oyununun bitiminin ertesi günü Sahne Anadolu için de anlaşmış kesin oyun gününü belirlemiştim bu oyun da 5 gün oynayacaktı böylece arada boşluk bırakmadan uygun bir akış sağlamış oldum.
 
KONUK OYUNCULAR ve TİYATROLARI
 
modern ve Sanayileşen bir Şehir olarak halkımızın en kaçınılmaz ihtiyacı olan tiyatroyu bir eğitim – eğlendirici- dinlendirici ve her yönüyle kendini gereksinme alanı içine soktuğu kesin.. bana kalırsa en bağışlanamıyacak şey Tiyatro kapımızın bir kaç günlüğüne de olsa SEYİRCİ’ye kapalı kalması .G.Antep Belediye Şehir Tiyatromuz oyunları dışında değişik oyunları davet ederek Sergilemek bunları kendi seyircilerimize sunmak için çok uğraşı verdim.. Tiyatromuzun tek gününü boşa geçirmemeliydim bundan dolayı araya turne oyunlarını sokmak halka değişik oyunlar seyrettirmek gayretine girmiştim benim oyunlarımın gişe ömrü 15-2O gün ortalamasında ..yeni oyun çıkarmam ( PROVALAR için) bana zaman yetmiyordu araya saygın ve kendini kanıtlamış gurupların güzel oyunlarını seyircimizden esirgememek için büyük bir savaşa girmiştim tiyatromuz personelleri çıkardığım Talimatname gereği konuk tiyatro guruplarına her yönden (ışık vs.) yardımcı olup onlarla birlikte çalışmak zorundaydılar.. tiyatromuz her zaman kendine yakışır bir şekilde gelecek konuklarla ilişkilerimizi devam ettirerek bu tiyatro topluluklarına gereken ilgiyi ve yardımı göstermeğe çalışılmıştır bunun yanında konuk oyuncularımıza uygulanacak 50 maddelik talimatnameyi en ince ayrıntısına kadar hazırlayıp Belediye başkan Vekili Av. Neşet Öğüt’ün de yardımıyla encümenden geçirdim (50 ye yakın maddeyi buraya sığdıramıyacağım ilgilenmek ***isteyenler bunu Belediyeden Arşivden temin edebilirler) örneğin (Tiyatro Müdürlüğüne haber verilmeden sahne üzerinde ve bina içinde  yapılacak tadilatların yapılamıyacağı- bilet ücretlerinin bizim uyguladığımız ücretler sınırı içinde kalması- Gişe’nin kendi görevlileri tarafından yürütülmesi- Belediyemizin konuk guruplardan ayrıca herhangi bir ücret talep edilmemesi -sahne araç ve gereçlerimizin konuklarımızdan esirgenmemesi gibi kolaylık sağlayıcı hükümler yer almıştı. Şartlarımız yaptığım tekliflerimin geri çevrilmemesinde önemli roller oynamış bir çok saygın tiyatrolar arasında  ağızdan ağıza yayılarak  bize gelmelerinde önemli  bir  tercih nedeni olmuştur. 
 
 
DEVLET TİYATROSU
SAMAN YOLU (Carl Witlinger) 
SAİM ALPAGO ve İLYAS AVCI
 
Köşe başı oyunu 12 inci oyununu oynarken Devlet Tiyatrosundan İlyas AVCI’yı aradım turne yapıyorlarmış Devlet Tiyatrosu yönetimini ikna edip sizi en yakın zamanda Gaziantep’e bekleriz dedim..! uğraşırım Cahitciğim dedi Carl Wittlinger’in bu oyunu zaten iki kişilikti iki gün sonra İlyas Avcı beni aradı Saim Alpago Hoca ile üç gün sonra oradayız. ancak sekiz gün oynayabiliyoruz dedi hemen afişleri yollamalarını istedim üç gün sonra Ali Akpınar geldi Ali AKPINAR Almanya’da eğitim almış çok deneyimli bir kondüvitti.oyunu Saim Alpago sahneye koymuştu  ***Saim Alpago - İlyas Avcı ve Emniyet Müdürü Mustafa Yiğit’in sürprizleri DEVLET TİYATRO’su bölümünde yer almıştır.-
Saim bey’’ Saman yolu ‘’oyunu ile G.Antep’e geldiği zaman otelde kalıyordu o zaman Akyol’da Kutlar’ların evinde kirada oturuyorduk, evimize davet ettim.. tiyatroyu ağzına almak istemeyen babamla öyle bir dostluk kurdular ki anlatamam Saim bey ile her gün kol kola dolaşıyorlardı onları kıskandım desem yeridir.! Saim bey her gün babamın iş yerine Belediye hanına gidiyordu alabildiğine devam eden sohbetler öğlen yemeklerine birlikte eve dönüyorlardı. babam yıkanacak çamaşırın var mı diye soracak kadar aralarında samimiyet kurulmuştu. Saim Alpago Gaziantep’te sekiz gün kaldı turne sonu babamla hüzünlü olarak birbirine sarılarak  zor ayrıldılar ..
 
DEVLET   TİYATROSU
BATAK   (Galip Güran)
 yeni oyunumuz için zaman kazanacaktım..arkasından Devlet Tiyatrosunun Bursada seçkin Sanatçılardan oluşan kadrosu ile oldukça eski bir oyun olan uyuşturucu bağımlılığının bir aileyi nasıl perişan ettiğini konu edinen Galip Güran’ın yazdığı BATAK oyunu için devreye girdim. Bu oyun da proğrama alındı Devlet Tiyatrosu bu oyunu ancak üç gün oynayabilecekti..onun da afişleri yoldaydı.!
 
 SAHNE ANADOLU  
 ULUSUN TÜRKÜSÜ
 bu oyun da 5 gün oynandı bu oyunun bittiği günün ardından hemen bizim oyun Cephede Piknik başlayacaktı
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
CEPHEDE PİKNİK( Fernando Arrabal )
 
Cephede Piknik oyunundan
 
Edebiyat dünyasında Arrabal’ın bu oyunu kısa olması ama boyutunun evrenselliğin en üstünde kalitesi ile anılır. gerçekten de ciltler dolusu yazsanız da bu oyunun yerini dolduramazsınız.. Cephede Piknik oyunun çevirisini bitirmiştim provalar çok iyi gidiyordu yalnız  Dilaver Uyanık oyun gereği  zorla yan sahneden çıkardığı aşırı ağır motosikleti taşımaktan yoruluyorum diye  sık sık şikayet ediyordu ! başka motorsiklet de bu oyuna yakışmazdı oyun gereği hani şu Alman askerlerinin kullandığı motorların hemen hemen aynısıydı öyle olması da  gerekiyordu.. replikler de buna göreydi sonra kendisi de farkına vardı.. ne yapalım tiyatro uğruna bunu da sineye çekelim dedi..!
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
BEKLENMEDİK ENGEL
 
Gişe açılışının bir hafta sonrası Ayfer Emre Tiyatro’ya  geldi konuşamıyor boğazı müthiş şişmiş..hareketleri ile sanki pandomim mi yapayım abi ! der gibi..kısaca zor durumdayız alternatif arıyoruz işin içinden çıkamadık rol küçük ama tiyatroda rolün büyüğü küçüğü olmaz ki !  
 
 ZORUNLU   OYUNCULAR
 
sonra aklıma geldi Fevzi’yi çağırdım öğretmen olan eşi Gülten Güvenç’le onları birlikte Tiyatroya davet ettim Gülten hanım Sosyal konularda cesur bir öğretmendi.. hemen kostümlerini giydi blok olan rolünü ezberledi mükemmel ! o günü kazasız belasız atlattık Ayfer Emre’nin rahatsızlığı düzelmedi...  ertesi gün de matine oyununda  yine Gülten çıkacaktı oyunun başlamasına az bir şey kalmıştı bir haber geldi! Gültenin Annesi Babası da oyuna gelmişler Gülten bunu duyunca oynayamam imkansız dedi ışıkları zayıflatırız dedik olmaz dedi ne olur Cahit Abi ! bu günkü oyunda beni mazur gör ! sonra gerekirse tekrar ben oynarım sözüm söz dedi.. çaresiz hemen fuayyedeki eşimi düşündüm ailemiz ne derdi ! sonra eşimin böyle bir Tiyatro deneyimi yoktu.. ama mecbur kalmıştım.! Gülten hanım kostümünü çıkarıp eşime giydiriyordu..bir yandan Celal Uçar ezberine yardım ediyordu. eşim oyun gereği sonlara doğru Kerpiç Memet’in arkasından övgüler yağdıracaktı.. bunun ardından sahne kararacak ben de karanlıktan çıkarken eşimin elinden tutup karanlık olan olan sahneden çıkaracaktım.. nasıl olduysa heyecandan mı nedir onun elini bulamadım eşim doğru seyircilerin bulunduğu yöne yürümüş ışıklar açılınca ben hemen fark edilmeden yan perdeye sığınmak zorunda kalmış hemen fark edilmeden kaybolmuştum... eşim neredeyse seyircilerin üzerine düşecekti ! ne var ki düşmeye ramak kala yön değiştirip mizansende varmış gibi yan sahne kapısından çıkıverdi.(bizi yan sahne kurtarmış oldu). ertesi günü  Gülten oynadı birkaç gün sonra hastalığı atlatan Ayfer Emre kendi rolüne devam etti..Cephede Piknik oyunu iyi  gidiyordu.. Güler Akarçay deneyimli oyunculara taş çıkaran rahatlığı ve ölçülü oyunu ile Dilaver Uyanık zaten eğitimliydi çok güzel oynayarak Cephede Piknik’te olağan üstü bir performans sergilediler Hüseyin Demirdelen –Celal Uçar- Hüsnü Alan oyunun hakkını veriyorlardı.. arkada oyuncularımızdan Hüseyin Akkaya ve Necati Kürümlüoğlu gibi oyuncular yetişiyordu elbette bu oyun da  21. günü seyircisini bitirecekti !
 
 
ERDİNÇ DİNÇER                                                    
 
önlem alıp iyi bir proğram yapmam gerekti  hemen Pantomim sanatçısı Erdinç DİNÇER’i aradım tiyatromuzun şartlarını seve seve kabul etti.. onu da proğramıma yerleştirmiş oldum  oyunumuz 14. gününü doldururken Erdinç Dinçer pantomim gösterilerine başladı ben de bu arada yeni oyunumuzu belirledim..Orhan Asena’nın FADİK KIZ oyununu sahneye koyacaktım.. rollerin dağıtımını yaptım  hemen  zaman kaybetmeden provalara başladım !    
 
 ERDİNÇ DİNÇER 
 PANTOMİM   GÖSTERİSİ
 
Erdinç Dinçer’i özellikle konuk etmek istiyordum.. okullarda pantomim sanatının ne olduğu öğretilirdi, ama pantomimi bilmeyen görmeyen okadar çok insan vardı ki bunu Halkımızın tanımasını da istiyordum.. hani yıllar önce T.R.T de film boşluklarında akvaryum vs.gibi. dolgu proğramı olarak araya girerdi ya  belki hatırlarsınız arada beyaz eldiveni koyu giysileri ile pantomim yapardı.. bu Sanatçı Erdinç DİNÇER’di bu konuda Pariste eğitim görmüş Marcel Marceu ile çalışmıştı. Belgrad Uluslar arası monodram ve Pantomim şenliğinde altın madalya almış ayrıca Devlet Opera ve balesinde öğretmenlik yapmıştı. Erdinç Dinçer gelir gelmez Milli Eğitim aracılığı ile öğrencileri Tiyatromuza çekti bu durumu ben kazanç hanesine kaydediyordum.. çünkü bilmeyen öğrenciler en azından gözünün önündeki bizim Şehir Tiyatro binasını da göreceklerdi Erdiç Dinçer’in gösterileri iyi gidiyordu sekiz gün için anlaşmıştık bundan fazlası da zorlama olurdu hemen arkasından Ulvi Uraz ile anlaştım Ulvi Uraz hababam sınıfı ile gelecekti bu oyun benim gözlemimle rahat on beş gün seyirci kaldırabiirdi. kendi proğramına göre bu süre  de çok uygunmuş !
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
BELEDİYE -    KADRO   ve   SORUNLAR
 
devamlı oynayan oyuncuların kadro almaları en doğal haklarıydı böylece kendilerini daha rahat hissedip mesleklerine daha sıkı sarılacakları kaçınılmazdı.. bunun için çok uğraştım her fırsatta kadro işini dile getirdim..Belediye başkanını sık sık rahatsız etmek de anlamsızdı sonunda Belediye başkanına durumu anlatıp bu konuda bizimle ilgilecek Belediyede yetkili bir kişinin varlığı bizi rahatlatacaktı sorunlarımızı anlatıp çözümleyecek bir yetkili olup olmadığını sordum Belediye Başkanı bu fikrimi destekledi ve kendisine bu çatıda en yakını Belediye Başkan Vekili Avukat Neşet Öğüt ile bağlantımızı sağladı..böyle  bir önlem beni oldukca rahatlatacak yükümü hafifletecekti.. Belediye Başkan Vekili Av.Neşet bey işe hızlı girdi.. hazırladığım ‘’Tiyatro iç Tüzüğünü’’ ve  ‘’Konuk Tiyatro guruplarına uygulanacak Talimatları’’- Oyuncular için kurs proğramlarımı‘’ inceleyip olağan üstü bularak kısa zamanda Encümenden geçirilip kabul edilmesinde önemli bir rol oynadı...ne var ki dekor için gerekli olan çivi- boya için alınacak malzemelerin ve birkaç metre metre bez için encümende bazan aylar süren gecikmelere uğruyor yaklaşan oyunun malzemelerinin çoğunu kendi cebimden karşılamak zorunda kalıyordum.bez vs  ihtiyaçları esnaftan Belediye namına temin edemiyordum..ancak zaman zaman yakın akrabam olan mefruşat işleri ile uğraşan Kemal Şerbetçi’yi Amerikan bezi vs için zor ikna edebiliyordum..karşılaştığım.bır proplem de diğer esnaflardan alınacak tekliflerin en düşük fiat verenden alınmasıydı.. teklifler yazılı olarak veriliyor bu işe pek kimse yanaşmıyor peşin para istiyorlardı..! Provaların yanında bu işlerle uğraşmak zoruma gidiyor beni provalardan daha çok yoruyordu....
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
Av. NEŞET ÖĞÜT ( G.ANTEP BELEDİYE BAŞKAN VEKİLİ )
 
babacan bir yapıya sahip olan ve Belediye’de en yetkili isimler arasında yer alan Av. Neşet Öğüt hazırladığım ciltlenmiş 166 maddelik Tiyatro iç tüzüğünü inceleyip kısa zamanda encümenden geçirmişti iyi niyetlerine rağmen sorunlarımızı çözmekte biraz olsun bizi rahatlatmasını beklerken sonradan yoğun işleri dolayısı ile eskiden olduğu kadar Tiyatro ile ilgilenemedi.. arada  Büyük şehirlerden Gaziantep’e Tiyatro binamızı merak edip gelen yetkili kişilere Tiyatroyu gezdirmekle yetindi.daha sonraları. buna da zaman bulamadı bu görevi eşine devretti..eşi arada bir Şehir dışından gelen tanıdıklarına ve ünlülereTiyatromuzu gezdirip tanıtıyordu.
 
HESAP SORMAK
 
Cephede Piknik oyununun protokol gecesi Av. Neşet Öğüt bizimle ilgilenmek için eşi ile tiyatroya biraz  erken gelmişti.. fuayyede birlikte otururken eşi - geçen gün konuklarıma tiyatroyu göstermek için geldiğimde bekçi Memo (Mehmet Yalçın) beni kapıdan içeri almadı dedi!.Neşet bey hemen atılgan bir tavırla kenarda duran tiyatronun Bekçisi Pehlivan’a çağır şu Memoyu da buraya yanıma gelsin dedi.!. Memo hemen gelip saygılı bir duruşla buyur Başkanım dedi.. Memo geçen gün benim eşimi ve konuklarımızı tiyatrodan içeri almamışsın neden almadın?.Memo kendine çeki düzen vererek.. Lo senin garı bir  gün saçın   rengi kahve - bir gün gara   -bir gün – sarı- nerden bileym  Lo.. ben senin garı olduğunu ..deyince Neşet bey ve eşi kahkahayı bastılar....Neşet bey Memo’yu göstererek bak Memo çok haklı doğru söylüyor dedi.(Neşet bey ve daha sonraki günlerde hanımı memo’yu  severlerdi ona takılmadan edemezlerdi.o da sevildiğinin farkındaydı)
 
 
MEHMET YALÇIN   (Memo) 
 
Tiyatronun gece ve gündüz bekçileri tiyatronun emniyetinden sorumluydular görevleri bittiği saat hemen tiyatrodan ayrılırlardı..Memo öyle değil onda zaman mevhumu yoktu onu hep çalışırken görürdünüz tiyatroyu fuayyeden başlamak üzere salonun iç kısımlarını  temizler kulisi- her yeri  pırıl pırıl cam gibi tertemiz ederdi..prova boyunca her şey ondan sorulurdu  çantam nerede.?. kostümüm nerede?..makyaj kalemi nerede ? o hiç boş durmaz az bir  zaman bulsa en arka sıradan provaları parça parça izler oyunun tutup tutmayacağını önden söyler teşhislerinde hiç yanılmazdı.. onu protokoldakiler de içinde olmak üzere herkes  çok severlerdi, çalışkalığını sadakatini takdir ederlerdi.
 
 
ULVİ   URAZ TİYATROSU
 
Provalar dışında fırsat buldukça yukarıdaki Müdür odasında Ulvi Uraz Hoca ile bol bol sohbet ediyorduk konu elbette tiyatro..Devlet Tiyatrosu ilk mezunlarından olan Ulvi Uraz Julıus Sezar-Şamdancı- Cimri- Hamlet gibi bir çok oyunda oynadı Fransa’da ihtisas gördü.. döndükten sonra -Nina –Gazebo gibi oyunlarda oynadı1959 da Muhsin Ertuğrul’un İstanbul Şehir Tiyatrosunda sahneye koyduğu Hamlet oyununda Polanius rolünde oynadı daha sonra SİTE tiyatrosunu kurdu-sonra DOST OYUNCULAR adıyla –kadrosunda Altan Karındaş-Aliye Rona-İbrahim Delideniz-Yılmaz Gruda-Ayberk Çölok-Senih Orkan-Erdal Özyağcılar- Ali Poyrazoğlu -gibi usta oyuncuları vardı değişik kadrolarla topluluğu ayakta tutan Ulvi Uraz hoca Türk tiyatrosuna bir çok değerli öğrenciler yetiştirdi.. hep yerli yazarların oyunlarını tercih etti Hababam sınıfını değişik  oyuncu kadroları ile yıllarca oynadı bu konuda Ulvi Uraz hoca çok dertli ve yorgun görünüyordu gerçektenTürk tiyatrosuna sayısız oyuncular kazandırdı..ama bu saydığım oyuncuların çoğu ayrılıp kendi tiyatrolarını kurdular.!
 
HABABAM SINIFI   (Rıfat I LGAZ )
 
İnek şaban -Güdük Necmi- Tulum Hayri ve bir çok öğrencileri Kel Mahmut – Piyale Hasan- Kül yutmaz Necmi gibi Öğretmenleri – Hafize Ana - gibi komik tiplerle donatılmış bu oyun Sahnemizde 15 gün seyirci buldu ve seyircilerimiz bu oyunu çok sevdi
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU 
 
 FADİK KIZ (Orhan ASENA )
 
Orhan Asena’nın yazdığı bu değerli oyuna biraz olsun daha fazla zaman ayırmak istiyordum.. Anadolunun küçük bir yöresinde  boş gezer ipsiz Ali - Fadik’i büyük umutlarla Fadik kızı kandırıp bohçasını alıp kaçırmaya razı eder.. Fadik bu vaadlere kanarak Ali ile kaçıp Ankara’nın Altındağı semtine varoşlara yerleşirler İpsiz Ali hep fırıldaklar peşindedir ama saf Fadik bilmediği çevrede gittikçe küçülüp kaybolmaktadır bu haksız yaşama itiraz ederken Seyircilerin içinden bir Avukat ona sahip çıkar ama ne yazıki Fadiği evinin hizmetçiliğinin yanında onu kullanmağa kalkar..Fadik aşama aşama çukura itilmektedir sonunda Genel eve  kadar düşer ne acı ki ve bu yolda bıçaklanacaktır.. temiz bir dille olağan üstü gözlemlerle yazılan bu sosyal oyun tiyatro gurubumuza ve seyircimize uygundu İpsiz Ali’yi oynayan Fatih Yücel ‘in inanılmaz bir ezber yeteneği ve oyuna hakimiyeti vardı provanın üçüncü günü o koskoca oyunu karşıma ezberlemiş ve yutmuş olarak geldi..Ayfer Emre Fadiğin saflığını evre evre ezikliğini çok iyi kavrayıp öne çıkarması hiç de zor olmadı..Hüseyin Demirdelen - Mithat Kaleoğlu- Hüsnü Alan - Hüseyin Akkaya -Güler Akarçay – Celal Uçar - Mehmet Polat –Avukat’ da Necati Kürümlü rollerini Seyircilerimiz karşısında olağan üstü sindirerek  eksiksiz oynuyorlardı .
 
  
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
 REJİ
 
 gurubumuza yeni bir kızımız daha katıldı.. Sabiha Tokat .. provalada büyük bir istekle aşama kaydediyor, algıları oldukça kuvvetli fakir bir ailenin tek kızı kadromuz bir hanım kızımızı daha kazandı. provalarda ben  Kurs proğramını farkettirmeden uygulamak yoluna gidiyordum..benim Rejilerimde oldum olası değişmeyen bir yöntemim vardı ..bu yöntemim Almanya’da çok ünlü rejisör Karl Parlya’nın çalışma sistemini gördükten sonra gelişti Karl Parlya oyun sahneye koyarken tanınmış oyunculara rol arkadaşlarının içinde olmadııı..bu ne biçim yürüyüş..salak salak bakma...ailenden hiç mi görmedin...-sen körmüsün..bak yine yanlış yaptın...sen anlamıyormusun ’dan öte kişiyi aşağılayıcı sözler sarfederdi oyuncuları sanki bir kukla gibi yönetir.. Hitler gibi galeyana gelir avaz avaz bağırırdı..bu yöntem bana çok ters gelirdi çok duygulanırdım.. benim çalışmalarımda tüm oyuncularım da bilir..mizansen verirken yahut istediğim şeyi baştan elde etmeden önce yalnız oyuncunun duyabileceği şekilde bazan yanına gelip fısıldayarak provayı devam ettirirdim.. Oyuncularıma bir bakışla bir fısıltı ile bir jestle pazarlamacılardan daha çok şey anlatabiliyor.. hissettirebiliyordum....oyuncularımın yaratma sevincine ortak olup bundan büyük bir keyif duyardım. eleştirilerimin çoğunu ya te tek yahut gurubu karşıma alarak en sona saklardım ! provalara ara verdiğimde gereken oyuncumu guruptan ayırarak istediğim karekterin istenilen malzeme ve donanımlarını oyuncumun en iyi anlayacağı şekle sokup aktarır..ondan sonra anlattıklarımın gerçekleştirmesini isterdim ..Sahne hayatımda bunun çok yararını görüp istediklerimin karşılığını en iyi şekilde aldım.. bunu hep kendime değişmez yöntem  edindim. uygulamalarımda   bunun çok yararını gördüm !
 
 
 
PROFÖSÖR’üm OTTO   C.A zu NEDDEN’in İSTEĞİ
 
bana büyük emekleri geçen Profösörüm, Almanyadaki SCHİLLER Tiyatrosunda çalışmam için aracılık etmişti hizmetimin karşılığı çok  önemli bir meblağdı.. cazip bir teklif.. bunun yanında sosyal lojmandan yararlanacağımı bu fırsatı hiç kaçırmamam gerektiğini söylemişti..! öğrenimimi zaten Gazi Şehrimiz için yapmış sayısız oyunları  bunun için okumuş.  kafamı bunun için yormuş doğduğum bu şehire Tiyatro hizmetini en iyi şekilde götürmeyi ilke edinmiştim..hocamın bu olağan üstü teklifini bir müddet askıya alıp bir düşüneyim demiştim.. değerli Profesörüm  Almanya’dan Gaziantep’e dönüşümde bana bir mektup göndererek bu teklifin hala geçerli olduğunu ancak acele cevap..vermem gerektiğini yazıyordu.. ben de kararımı Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosu için verdiğimi.. bundan böyle Müdür ve Yönetmen olarak çalışacağımı yazdım.. ikinci kez yazdığı mektuba ek olarak sanki beni Gaziantep kenti tanımıyormuş gibi kişiliğim hakkında açıklayıcı bir yazı yazmış! bu yazının beni Gaziantep’in tanıması için kendi görüşünün bu yerel Gazetelerin birinde  yayınlanmasını  arzu etmiş
                            
              
    
 
 
HABER GAZETESİ     4-Mayıs 1972     SAYI: 3706
 
 
 
 
İyi davranışlar için ömür boyu zamanımız var. Cahit Sarac bu iyi davranışlarını gördüğüm en iyi Öğrencimdir. Saraç benliğini Tiyatro’ya bağışlamış düşünce ve katkıları ile Tiyatro’ya çok bağlı bir kşidir, bu bağlılık hele Tiyatro Sanatında gerçekden de olumlu çalışma ve başarılara yöneltecek onu. bütün kalbimle buna inanıyorum. Çoğu Tiyatro Yönetmenlerinin marazi hastalığı gösteriş meraklılığı, laf  ebesi olma hastalığı yoktur onda, tüm çalışmalarında gözüme batan ilginç tarafı-soğuk kanlı-sağ duyusu çok iyi çalışan-keskin görüşlü-ölçülü- ne yaptığını iyi bilen-sadelikle çalışmalarını sürdüren- çok iyi bir Yönetmendir.
Gözlemleri çok kuvvetlidir- her hareketten bir esinlenme çıkarır- bu da tamamen kendini işine vererek çalışmasının ürünüdür. Saraç daima çevresine anlayışlı ve cömert gözlerle bakmıştır. Onunla ilk konuşmamda Türkiye’nin Güneyinden gelen bu Öğrencinin Tiyatro Kültürüne ,hayran olmuşumdur. Tiyatroda en pahalı olan şey zamandır. Saraç ayrıntılı provalarda göstericilikten uzak. tam alçak gönüllü olarak çalışmalarını ortaya serer . ancak hatayı sezdiği anda provaya karışır, bir Jest ile bir bakışla hemen olayı düzeltir,provaların akışına zarar vermeden sahneyi aşırı bir dikkatle yönetir. Saraç her şeyden önce çok hassastır...ama Dekorcusundan tutturun da Işıkçısına kadar onlardan alabileceği sonucun en iyisini hissettirmeden alır. Provalarda hiç bir Oyuncuyu zorlayıp sıkmaz. Onunla geçinmek gayet kolaydır.
                                                                
                                                                              Prof.   Otto C.A zu NEDDEN
 
 
 
 
ANKARA BİRLİK  TİYATROSU
 İZZETİN İZZETİ NEFSİ    (Mert   EĞEMEN )
 
 
Halk Tiyatrosu adına Anadoluda turneler yapan gurup önceleri ‘’ Hastane mi Kestane mi - Gurbet kuşları –Canavar Cafer -gibi oyunları sergilemişlerdi .
 
 
ASAF ÇİĞİLTEPE SAHNESİ 
 İZMİRİN İÇİNDE VURDULAR BENİ
 
asıl adı Osman Nevres olan Hasan Tahsin’in İttihat Terakki fırka’sına girip Teşkilat-ı Mahsusa’da İngiliz İstihbarat teşkilatı adına çalışan Buxton kardeşlerin Bükreş’te suikast yapmak için görev aldığında yakalanıp on yıla mahkum edilişini daha sonra kaçarak İzmir’e yerleşip gazetecilik yaparken Yunan Efzun alayı askerlerinin taşkın davranışları karşısında ilk kurşunu ateşleyerek karşıdaki alayın sancaktarı teğmeni öldürüp direnişi başlattığı konu ediliyor
 
AYFER FERAY   TİYATROSU     
 PEPSİ    ( 1 gün oynamıştır. )
 
 Haldun Dormen gurubundan ayrılarak Ali Taygün-Ayten Güvenç-Turgay Timuçin-Hasan Türe – Ahmet Uz – Nejat Filizik ile yeni bir tiyatro gurubu kuran Ayfer Feray 1 gün oynadı
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU 
 
 TENEKE   (Yaşar KEMAL )
 
ünlü yazar Yaşar Kemal’in kendi romanından 1966 yıllarında oyunlaştırdığı Torosları.. Çukurovayı insan yaşamının zorluklarını ırgatlık - ağalık sorunlarını gerçekçi yaklaşımları ile ortaya koyduğu bu oyunda Kadirli’de çeltik ekimiyle geçinmeye çalışan köylüler toprak ağası -sıtma salgını -doktor ihtiyacı gibi gibi acil sorunlarını yeni gelen genç Kaymakam’a anlatmaya karar verirler.. Kaymakam bu köylüleri dinleyip onlara sahip çıkmak sorunlarını gidermek ister..ama ne var ki tecrübesizdir bu oyun bir bakıma idealizm ile gidip gelen menfaatlerın ve baskın güç’ün çarpışmasıdır kaymakamın mücadelesi ve gayretleri boşa çıkacak kaymakam bu kasabadan arkasındanTeneke çalınarak gönderilecektir.
bu oyunda ışık olayına fazlaca yer vererek çukurovanın sıcaklığını insanların yorgunluğunu-umutlarını-duygularını provalarda ince detayları ile vermeğe çalıştım Hüseyin Demirdelen-Celal Uçar Hüseyin Akkaya-Hüsnü Alan- Necati Kürümlüoğlu –Sabiha Tokat-Mithat Kaleoğlu-Güler Akarçay-Mehmet Polat-Kaymakam rolünde Fatih Yücel olağanüstü bir oyun sergilediler..
 
ÜÇ MAYMUN KABERE TİYATROSU 
VATANDAŞ CEZMETTİN
 
Yılmaz Grudanın Rejisini yaptığı bu komik kabere tam on gün oynamıştır.
 
 
YILDIZ KENTER
HAYATTAN YAPRAKLAR     (Nezihe ARAZ)
 
Ege bölgesinde kendi çevresi ile- doğum - evlenme - sağlık konularında Doktorla yüzleşmek zorunda kalanları..inanışları - gelenekleri ve kadın haklarına değinip yer yer komik durumlar yaratan  bu oyun Yıldız Kenter-Şükran Güngör  tarafından bir gün süreyle oynanmıştır.
 
 
 
 
                        SEÇİM SONRASI
BELEDİYE   BAŞKANLIĞI   EL  DEĞİŞTİRİYOR
 
 
Abdülkdir Batur’dan sonra yapılan Demokratik bir şeçimle Belediye Başkanlığına Esat Kaya Turgay geldi. Belediye hanı Belediyeye yakın olduğu için  yıllar önce babasının mutemet olduğunu bu görevi sırasında taşıdığı parayı gasp edenler tarafından öldürüldüğünü çocukluğumda duyup bu olaya çok üzülmüştüm..Esat Kaya Turgayı önceden tanımıyordum ..yalnız Başkan ‘ın adı açıklamazdan bir hafta önce  Av.Zihni Kutlar tiyatroya geldi.. yukarı odama buyur ettim yok dedi..hemen acele gitmesi gerektiğini seçimi kazandıklarını Belediyedeki Müdürlükler arasında köklü bir değişikliğe gideceklerini bu konuda benim rahat olmam gerektiğinden bahsederek ayrıldı.gerçekten benim böyle yerimde kalırmıyım kalmazmıyım gibi  bir endişem yoktu  Zihni Kutlar’ı  tanımama gelince bizimle yakından ilgilenen sadece Avukatlar başlığı altında yazdıklarım kadardı.. ara sıra Halkevi karşısındaki Sıhhı müze’ye yerimize gelir hatırımızı sordukdan sonra geçmiş yılların Darülbedayi Tepe başı İstanbul Şehir Tiyatrosundan Shakesper’in eserlerinden gördüklerini anlatır en çok da İ..Galip Arcan’dan - Behzat Budak –Reşit Gürzap-VasfiRıza Zobu beyden seyrettiği güzel oyunlardan bahsederdi.. bize çalışmalarımız da başarılar dileyerek cesaretlendirici sözler söyleyip giderdi..Esat Kaya Turgay ilk göreve başladığında kendine bağlı Müdürlükleri ziyaret etmekle işe başladı ,sağolsun beni de Müdürlük makamımda ziyaret edip tanışmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi daha sonraki ilişkilerimizden edindiğim intiba Onun açık sözlü–yapıcı-gösterişten uzak kendini tamamen hizmetlere adamak isteyen çalışkan bir Belediye Başkanı olarak tanıdım.
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU 
 
 SIRÇA KÜMES (Tennesse WILLİAMS )
 
buradaki Anne (Amanda) nın rolü Güler Akarçay hanımla tıpa tıp  benzeşmesi benim bu oyunu sahneye koymama neden oldu. Güler hanım oynadıkları tüm rollerin altından başarı ile kalkmasını bildi bu fedakar hanım hiç.. kadro ve para konusuyla ilgilenmedi onun tek sıkıntısı küçük kızına istediği gibi zaman ayıramadığı dolayısiyle  kızına gereken ilgiyi gösterememesiydi oyuncularımız ona birkaç gün sonra tatlı dille oynaması için  ısrar ederek sonunda onu razı ederlerdi ! Güler hanım da N’olur Cahit bey bu son oyunum olsun diyerek  dayanamaz  yeni verdiğim role hemen asılırdı.. algıları kuvvetli olağanüstü bir sahne rahatlığı vardı gerçekten de bu T.Wılliams’ın Anne ( Amanda ) rolü tiyatro dünyasında olsun Sinemada olsun bir çok yıldızların (Anna Magnani- Vivian Leight’in ) ününe ün katmıştır.konusuna gelince:Amanda (Anne) kocası evi terkedip ortadan kayboldukdan sonra aileyi ayakta tutmak için elinden geleni yapmakta kızı Laura ayakları sakat olduğu için kursa gidiyorum diye hayvanat bahçelerinde vakit geçirmektedir Laura evlenme çağına gelmesine rağmen ortada bir aday olmamasi  ayağının sakat olması annesini üzmekte..anne de sık sık bu konuda oğlunu suçlamaktadır çalıştığı fabrikada iyi bir arkadaşını Laura ile tanıştırması için  eve yemeğe getirmesini  ister Tom’un da kendine göre sıkıntıları vardır o da babası gibi bazen başına alıp gitmek ister ama bunu Vicdanen yapamaz kundura fabrikasındaki  çalıştığı arkadaşını eve yemeğe çağırır.. kız kardeşi ile tanışması için annesi ile geri plana çekilirler.. kundura fabrikasında çalışan arkadaşı JİM sempatik hayata sıkıca bağlı sevecen bir karaktere sahiptir..ilk kez bir erkekle tanışan Laura odasındaki camdan yapılmış Kolleksiyonunu JİM’e gösterir..Jim onun sakat olduğunu bildiği halde Laura’yı onere etmek için incitmeden dansa davet eder..albüme bakarlarken Laura Jim’i bir iki sınıf daha ilerde okulun piyeslerinde oynayan JİM olduğunu baktıkları okul albümündeki toplu çekilen bu fotoğraftan hatırlar. Laura yıllar önce ona hayranlık duymuş fakat ayağındaki sakatlık nedeni ile bu duygusunu açığa vuramamıştır Jim o günlerde etrafındaki Laura’yı farkedememiştir. çünkü Laura kendini hep geri planda hissetmiştir Jim gitmeğe kalkıştığında anne Amanda biraz daha kalmasını ısrar edince Jim evde kendisini eşinin beklediğini söylemektedir anne AMANDA rolü Güler hanımı tam anlamıyla gerçek Sanatçılığını ve oyunu ile öne çıkardı.Laura rolünde Sabiha Tokat ve şair oğul TOM’da Celal Uçar  JİM de Fatih Yücel Tennessee Wıllıams’ın bu eşsiz Oyununu seyirci kendine ve çevresindekilere  yakın bulduğundan seyirciler oyunu büyük beğeni ile izlediler . yeni Belediye Başkanı –Encümen de içinde olmak üzere protokol günlerimizde hiç bir değişiklik yoluna gitmedim eskisi gibi..protokol günlerine aynı uygulamalarla devam ettirdim.
 
KEMAL DİRİM TİYATROSU    
GEÇİM DÜNYASI
 
Kemal Dirim ile Diyarbakırda öğrenciliğim sırasında tanışmıştım tam anlamı ile  Halk Tiyatrosunu temsil ediyordu 1950 yılında Raşit Rıza temsillerini sürdürürken Kemal Dirim de İzmir Şehir tiyatrosunda değişik gurupların aranan sanatçısıydı..daha sonra kendi adını taşıyan Tiyatrosunu kurdu. Anadoluda her gittiği yerde o yörenin kişilerinden adetlerinden espriler katarak halkın beğenisini kazanıyordu kadrosunda Filiz Dirim-Teoman Aksoy – Zerrin Yüce – Belkıs Dilligil - Tuncel Girer -yer alıyordu Tiyatromuzda şehrimiz seyircilerine sunduğu oyun ‘’ Geçim Dünyası ‘’  yer yer dramatik olsa da Komedi ağırlıklı bir oyundu..    konuk olarak  on gün  Gaziantep seyircimizle  buluştu ..
 
DİLAVER   UYANIK
 
Dlaver Uyanık ,Erzurum Radyosundan Gaziantep Radyosuna tayin olduğundan beri ailece sık sık bir araya geliyorduk eşim Gülderen (saadet)  Sevgi hanımla çok iyi anlaşıyordu Zuhal o zaman 6-7 yaşlarındaydı. Oben henüz doğmamıştı sık sık ailece bir araya gelip akşamları sohbet ediyorduk Dilaver Radyo evinden arada fırsat buldukca   tiyatroya uğruyordu ..oynamasında ısrar edip “Cephede piknik” oyunundaki profesyonel oyunculuğu ile lokomatiflik görevi görüp gurubumuzu da iştahlandırmıştı Radyo’dan mesai arkadaşı Günal Sayın ve eşi Mihriban Sayın’lara davete gidiyorduk..arkası arkasına koyduğum oyunlar –provalar bunun yanında Belediye ilişkileri beni gerçekten çok yoruyordu..Dilaver’e sık sık gurubumuzda yer alması ve reji yapması tekliflerinde bulunuyordum radyo’daki memuriyet dolayısı ile bunun mümkün olmadığını ileri sürüyordu Dilaver’in amacı bir reklam ajansı kurmaktı çok geçmeden de istifasını verip radyodan ayrıldı Keyvan bey pasajının alt katındaki reklam ajansını kurdu..iş yerine yakınlığı dolayısı ile öğle tatillerinde tiyatroya daha sık uğrar oldu..Reji teklifimde ısrar ediyordum..sonunda razı ettim Kral Oidipus’u sahneye koyacaktı yalnız şart koşuyordu o eski Malatya’daki unutulmaz Theresias (kahin) rolünü sen oynarsan dedi..tamam dedim öyle olsun..ama provaları reklam şirketimin durumuna göre ayarlamam şartı ile yalnızca Oidipus’u sahneye koyarım..Ajansımın işlerini aksatmak istemiyorum hepsine de taman.kabul ediyorum dedim !
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
KRAL OİDİPUS   (sophokles)                                                  
 
hemen provalara başladık.. eşim evde börekler yapıp kardeşim Uğur Saraç ile tiyatroya yolluyor yemek fırsatı bulamayan bizlere yetiştiriyordu.. yoğun bir çalışma içerisine girmiştik..Belediye encümeninin olası gecikmesine karşı kostümler için gereken ucuz renkli bezleri birkaç teklif alarak eskiden olduğu gibi Kemal Şerbetçi’den temin ediyordum ödeme gecikse bile hatırım için uzun süre de olsa beni kırmıyordu.ama yinede isteksiz verdiği belli oluyordu...Dilaverin eşi Sevgi hanım ve eşim Gülderen (Saadet) biçki-dikiş işlerinden biraz anlıyorlardı.. eskizler çizildi.. ölçüler alındı.ve. kostümler dikildi..
 
NEVİT KODALLI   MÜZİĞİ
 
 Koro çalışmaları için Nevit Kodallı’nın müzik bandı gerekiyordu..Tiyatro Müdürü olarak bu görev bana düşüyordu hemen Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’i aradım Kral Oidipus oyununun sahneye konulduğunu provalar için Nevit Kodallı’nin müziğine ihtiyacımız olduğunu anlattım. Cüneyt bey Nevit Kodallının Mersin’de olduğunu buna şimdilik imkan olmadığını söyleyince nasıl oldu bilmem biraz sert bir tonda söylemişim herhalde bu bandı göndermeseniz de bu oyunu oynayacağız demiştim ! yanımda Dilaver şaşkın bakışlarla ne yaptın der gibi bana bakmıştı (.yıllar sonra Devlet Tiyatrosuna girdiğimde Cüneyt Gökçer bunu bana gülerek anlatacaktı..) bütün umutlar sönmüş oyuncular arasında soğuk bir hava esmeğe başlamıştı Nevit Kodallı’nın müziği olmadan gerçekten bu oyunun hiç bir anlamı olmazdı..bu olaydan bir gün sonra sonra Nevit Kodallı’nın Mersindeki ev telefonunu buldum...Gaziantep Şehir Tiyatrosunda.Kral Oidipus’un provalarına başladığımızdan bahsettim tüm oyuncularımız ve rejisörümüz Dilaver Uyanık telefonda verilecek cevabı merak edip can kulağı ile beni dinliyorlardı Cahit bey pazartesi günü Ankara’da olacağım merak etmeyin gider gitmez Orkestrayı toplayıp banda aldırırım bandı en geç çarşamba günü elinizde olur! dedi Nevit Bey’in bu jestini hayatım boyunca unutamam..bu büyüklüğün karşısında ancak minnettar olup saygı duyulur.!.nitekim bu telefondan sonra başta  Dilaver ve oyucularımız Nevit Bey için gıyabında bir alkış tuttular...gerçekten çarşamba günü Nevit Bey tüm orkestrayı toplayıp banda aldırmış ve bandı çarşamba günü iadeli taahütlü olarak Müdürlüğümüze yollamıştı.. hemen telaşla aşağı sahneye indim.. Dilaver ve oradaki oyuncularımıza müjdeyi verdim..herkesin yüzü gülüyordu Nevit beye gıyabında bir alkış tufanı daha koptu. Herkes büyük bir istekle..provalara daha sıkı sarıldı.. gerçekten bu müzik oyunun bel kemiği sayılırdı.. her şey ama her şey bu müziğe bağlıydı.
Provaların.. iyice olgunlaştığı günlerde pandomim sanatçısı Erdinç Dinçer telefon edip uzun bir aradan sonra repertuvarına yeni pandomimler ekleyerek ikinci kez kentimize gelmek istiyordu..Kral Oidipus Oyunumuzdan sonraki günlerde bir çok tiyatro gurubu ile telefonla irtibata geçtiğim halde konuk olarak gelebilecek başka ekip yoktu aksilik bu ya! Tiyatroların çoğu proğramları dışında olduklarından gelemiyorlardı .Erdinç Dinçer Pandomim gösterisini hesaba soksam da Proğramımızda boşluk olma tehlikesi vardı..Erdinç sekiz gün için gösteri yapmak istiyordu hemen kabul ettim..bu gösteriden sonra yeni bir oyun Sahneye koymam gerekiyordu
 
MUHSİN ERTUĞRUL’ un   ÖNERDİĞİ OYUN
 
 
Muhsin Ertuğrul hocam yeni bir oyundan bahsetmişti.. Gaziantep seyircisi için çok iyi bir oyun demişti ‘’12 öfkeli adam ‘’bu  yeni oyunu  okumam gerekiyordu hemen hocamı aradım durumu anlattım oyunun tekstlerinin İstanbul Belediye Şehir Tiyatrosunda olduğunu bir kaç gün içinde adresime gönderileceğini tenbih ettiğini söylemişti bu güzel oyunu repertuarımıza almak için hemen acilen okumam gerekiyordu içinde bayan oyuncu bulunmayan oniki erkek oyuncuyla oynanacak bu oyun çok ustaca yazılmıştı ..güzel olduğu kadar da çok zor bir oyundu çünkü aksiyonlardan öte oyun sözlere dayalı tartışmalarla geçen tempo’nun çok yerinde ve iyi hesaplanması gerekiyordu oyunu hemen teksir ettirip aslını İstanbul Şehir Tiyatrosuna iade etttim..Kral Oidpus’un son provalarına doğru kadroya ilaveler yaparak provalara girmem gerekiyordu Kral Oidipus oyun provalarına engel olacak bir durum söz konusu değildi. Kahin Theresias rolü daha önce Dilaver Uyanık’la birlikte Malatya’da karşı karşıya  oynadığım bir roldü, zaten ezberim vardı bir iki prova sonrası ezberi tam olarak yineledim. Teresias kahin rolüne şimdiden  hazırdım ‘’.Oniki öfkeli adam’’oyununu değişik bir kadro ile hemen provaya alabilirdim
 
 ERDİNÇ DİNÇER
 2.kez PANDOMİM GÖSTERİSİ
 
Erdinç DİNÇER Gazantep’e ikinci kez geliyordu ilk gelişinden çok memnun ayrılmıştı Şehrimiz seyircisine hiç de yabancı değildi gelir gelmez Milli Eğitim Müdürlüğüne uğrayıp öğrenciler için toplu satış izni almış olacak ki gelen seyircilerin çoğunluğu öğrenciydi eski gösterilerine yeni Pandomimler katmıştı gündüz öğrenci matineleri daha yoğun geçiyordu.
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
 KRAL OİDİPUS   OYUNUN    KONUSU                 
 
Sophokles’in milattan önce 400 lerde yazılmış bu tragedya psikiyatri biliminde yeri olan‘’ Oidipus kompleksi’’ne adını veren Oidipus’un öyküsünü anlatır Thebai kralı Laios ve karısı İokaste’nin bir oğlu olur doğumdan sonra korkunç bir kehanetle karşı karşıya kalırlar kehanete göre doğan bu çocuk babasını öldürüp annesiyle evlenip kral olacaktır. babası bu kötü sonu engellemek için Oidipus’u bir görevliye teslim ederek onu dağ başında ayaklarından bir ağaca asmasını ister ..bir çoban çocuğu bularak korintos kralına götürür ..kral ve kraliçe onu kendi çocuğu gibi büyütürler yıllar sonra kahin Theresias ona babasını kendi elleri ile öldürüp annesiyle evleneceğini söyler- Oidipus ülkeyi terkeder yoluna çıkan bir arabacıyı ve asıl babası olduğunu bilmeden kendisine bağıran bu kralı öldürür kehanetin birincisi gerçekleşmiş olur. daha sonra kahramanlığı sayesinde Thebai’ye kral olur..bilmeden Annesi Iokaste ile evlenir  gerçekten hiç kimse bu durumdan haberdar değildir çok geçmeden Thebai ‘de kıtlık baş gösterir Oidipus Kahin Theresias’tan bunun sebebini öğrenmeye kalkınca annesi ile evlendiği gerçeği ortaya çıkacaktır.. Oidipus deliye döner bu olanlara isyan edip kendi gözlerini kör eder..oyunun ana teması kaderdir. oyun ‘’ bir kimsenin sonunu görmeden onun için mutluydu demeyin ‘’ cümlesi ile bitiyor Sophokles’in   bu eşsiz oyunu Dünya klasikleri arasına girmiştir. Oidipus Oyununun protokol gecesi çok iyi geçti Dilaver Uyanık Oidipus rolünde olağan üstü bir oyun çıkardı..yanında İokaste rolünde Ayfer Emre –Celal Uçar- Necati Kürümlüoğlu-Hüseyin Akkaya-Fatih Yücel - Hüsnü alan –Mehmet Polat - Hüseyin Demirdelen – Mehmet Üçtaş- Mithat Kaleoğlu-ve tüm oyuncular başarı ile oynadılar.
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
KRAL OIDIPUS OYUNU DEVAM EDİYOR
 
Oyunun üçüncü günüydü sanıyorum Oidipus’un karşısındaki onun kaderini değiştiren ve açığa vuran yetkin Kahin Theresias’ı  ben oynuyorum.. karnıma birden dayanılmaz müthiş bıçak gibi bir bir ağrı saplandı gözlerim karardı düştüm..düşeceğim. boşluktayım korkunç! sahneyi terketmem imkansız oyunun düğüm noktasını anlatan çok uzun her kelimesi önemli bir tiradım var..dayanmam imkansız refleks olarak rolümü budayarak esas özlü kısımlarına giriyorum..çaresizim Dilaver bir anda şaşırmıştı.. ama durumu çabuk anladı karşılığında boşluk bırakmamaya çalışıyor tahminim on dakikalık ..sahneyi budama yaparak dört dakikaya indirip kendimi dışarı atmak istedim gözleri kör bir kahinin kendini dışarı atmaması gereği de refleks olarak beynimde uyandı.!.ayaklarımı sürüyerek son cümleyi de söyleyerek çıktım sahneyi terk ettiğimde kendimi birden kaybetmiştim.. bir ara kulaklarımda can kurtaranın sinyal sesleri kolumda serum takılı olduğunu hayal  görüyormuşcasına belli belirsizlik içinde gibiyim daha sonra gözlerimi açtığımda kendimi iğneler..serum şişeleri arasında Hastanede yatakta buldum..hemşireler bana bir tuhaf bakıyorlardı..girip çıkan Doktorlar da öyle.!.ancak başımı aşağıya doğru eğince Thebai’nin kostümü içinde olduğumu anladım elimi gözüme değdirince parlayan makyajımın fosfor zerrecikleri yapış yapış olmuş parmağıma bulaşmıştı. yukardan aşağı göğsüme kadar uzanıp sarkan sakalım...yarım saat sonra oyuncularımdan Celal Uçar içeri girince makyajımı silmesini sakalımı alkol ile temizleyip sökmesini istedim.. sağolsun yardım etti ! bir gün daha Hastanede kalmam gerekiyormuş..daha sonra Theresias Kahin rolünün ses ve uzun boyunu dikkate alarak rolün Hüseyin Demirdelen’e uygun olduğunu gece onun oynamasının doğru olacağını söyledim.. aslında tüm oyuncularım bilir ben bu oyunda rol gereği  boyumu uzun gösterip yükseltmek için on santim kalınlığında özel yaptırdığım Takunya giyiyordum. Rejisörü tepelememek için  fikrini sordum Hüseyin Demirdelen için ben de aynı görüşteyim dedi KahinTheresias rolünün altından ancak Hüseyin Demirdelen kalkardı...
 
BELEDİYE BAŞKANI ESAT KAYA TURGAY’ ın   ZİYARETİ
 
Öğleden sonra Belediye Başkanı Esat Kaya Turgay  Hastaneye geçmiş olsun’a geldi bir hafta önce evime telefon edip Cahit Bey sizin aylığınızı artırmayı düşünüyorum deyince nasıl uygun bulursanız dedim yok yok sen söyle ne kadar istiyorsun alçak gönüllülükle iki yüz lira eklerseniz yeter demiştim ! ben yalnız Gaziantebimiz için çalışıyorum Esat bey gerçekten cana yakın olduğu kadar harbi- gösterişi sevmeyen- bir Başkandı ! Hastanede sohbet arasında kendini çok yoruyorsun dedi..beni Tiyatro değil kırtasi işler dolayısı ile Encümen yoruyor dedim güldü... şu oyuncularımızın kadro işi de bir türlü sonuçlanmadı diye şikayetimi yineledim biliyorum o iş encümende yakında çıkacak dedi.. Esat Kaya Turgay gittikten sonra Hastanede bana daha büyük ilgi gösterildi kolay mı Belediye başkanı olmak !  Doktorların biri gidip biri geliyordu ..
 
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
ON İKİ  ÖFKELİ    ADAM    Provaları                                   
                                                                                  
Oyunun kadrosu tamamdı bu oyunda  kadın oyuncu yoktu. buna en çok sevinen de Güler Akarçay oldu, artık küçük kızına daha fazla zaman ayıracaktı Dilaver Uyanık reklam işlerinden zaman kalmadığını  provalara katılamıyacağını yineledi..bu oyunda hemen hemen herkes baş rol gibiydi..Necati Kürümlüoğlu’na “ Teneke “oyunundan sonra ikinci kez omuzlarına çok önemli -yüklü bir rol biniyordu Fatih Yücel daha üçüncü provada her zamanki gibi o koskoca rolünü ezberleyip karşıma gelmiş.. herkesi şaşırtmıştı.. provalara günler yetmiyor gibiydi bu durum bende aşırı strese yol açıyordu ..yine telefonlara sarıldım dördüncü telefonda Türk Yazarları Birliği Tiyatrosu yetkilisi Şahin Tek’i bulup onunla (Sadi Tek’in oğlu ) konuştum ancak üç gün için gelebiliriz dedi..ikna ederek oyunu beş güne çıkardım  afişleri otobüs ile hemen göndereceklerdi Ali Yörük’ün yazdığı ÇATALLI KÖY oyununu biliyordum temiz bir  dille yazılmış İspanyol yazarı Lorca’da olduğu gibi yer yer gelirimli güzel derli toplu bir oyun  sonuçta umulmayan şekilde tatlıya bağlanan değişik bir töre oyunu .On gün bile oynayabilir... hesapladığımda Oidipus’un onbeş gün olarak oynayacağını varsayarsak beş günde buradan toplam olarak 2O günde oniki öfkeli adam oyununu çıkarmam gerekiyordu. şimdiden iki günü gittiğine göre kaldı 18 gün kendimi toparlayıp prova saatlerinin sürelerini uzattım oyun dantel işi gibi ince bir çalışma istiyordu havasız sıcaktan işin içinden çıkamayan oniki kişilik jüri üyesi daracık bir odaya tıkılmış idamla yargılanmı kişi hakkında idam edilip edilmeyeceğine karar verecekler ..
 
 
TÜRK YAZARLAR   BİRLİĞİ     TİYATROSU     
ÇATALLI KÖY (Ali YÖRÜK)
 
 Kan davalı iki aile arasında geçen geleneksel tarafı ağır basan biraz gelirimli bir az da iyimser bir komedi her şeyi ile bizden geleneksel güzel bir oyun ! .Gurupta Şahin Tek – Nevzat Açıkgöz-Nişan Hançer -Mefharet Eren- Fatoş Kara – Sühendam Tek – Gül Yalaz yer alıyordu Şahin Tek sade yalın bir Reji çalışması yapmış
 
 
DEVLET TİYATROSU
OCAK   (Turgut ÖZAKMAN )
 
Üç ayrı kuşaktan yedi kişilik bir ailenin ekonomik sıkıntılarının aile bireyleri üzerinde nasıletkiler yarattığını anlatabilen bir oyun...gündelik yaşam savaşı verme süreci içinde İnsanca değerlere sarılarak uzlaşma dramı.. büyük anne geçmişi ile yaşamakta ailenin bireyleri ayrı ayrı yaşam düşleri kurmaktadır.. Devlet Tiyatrosunun bu oyunu 3 gün oynamıştır.                                                     
 
 
AKSARAY KÜÇÜK OPERA  
YUMURCAK
 
kadrosunda Gazanfer Özcan - Gönül Ülkü - Orhan Erçin –Necabettin Yal – Ayten Güvenç –Doğu Erkan – Zeynep Hün’den oluşan asıl kadro  biraz değişerek geldi ama bu güzel komedi değerinden bir şey yitirmeyerek beğeni ile izlendi
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
ONİKİ ÖFKELİ ADAM (Reginald Rose)
 
 
ONİKİ ÖFKELİ ADAM (Reginald Rose)
 
 
Oyun sıcak bir günde oniki jüri üyesinin kapandığı  Jüri odasında geçiyor eğer genç adam suçlu bulunursa idam edilecektir. Babasını öldürmekle suçlanan bir genç oniki jüri üyesinden onbiri tarafından suçlu olduğuna artık kanaat getirilmiştir …eldeki deliller genç’in aleyhinedir onbir jüri üyesi kararlarını verip sıcaktan odayı terk etmek isterler ama bir kişi Davis bu karara karşı gelir onu bu kadar ölüme kolay gönderemiyeceklerini bundan dolayı olayın tekrar aydınlatılmasını ister..! Hukuk sistemine göre tüm üyelerin aynı kanıya varmış olmaları gerekmektedir Davis mantıklı şüpheleri ileri sürerek diğer üyelerin de kararını değiştirmeyi adım adım başaracaktır.. bu zor oyunun provaları için 18 gün gibi kısa zamana sıkışması beni iyice zorlamıştı..protokol gecesi tahminimden de iyi geçti birinci perde gizlice seyircileri teşhisimde oyunu izleyenlerin kendilerini Jüri üyesi yerinde görüp seyircilerin içten oyuna katılır gibi seyrettiklerini görünce.. içim rahatladı sanki seyirciler de tartışmalara ortak olmuş, kendilerinin de sorumlulukları varmış gibi izliyorlardı esas oyunu sahneye koyarken çalışmalarımda hep bunu amaçlamıştım..ikinci perdenin çok uzun olması daracık Jüri odasındaki bunaltıcı sıcaklığı - tepedeki büyük pervanenin varlığı –Jüri üyelerinin sık sık terlemeleri - bunalıp devamlı otomatik soğutucudan su içmeleri – oyunda o kadar ince ayrıntılarla girmiştim ki  şubat ayında olduğumuz halde seyircide terler-bunalmalar gibi durumları arada sırada.. çabucak fikir değiştirici reaksiyonlarla –tartışmalara katılıp seyircilerle paylaşmaya hazır gibi hissetmiştim birliktelik psikolojisi belirtileri vermeleri... beni sevindiriyordu.!.ikinci perdede teksten gelen bazı tekrarlar vardı ki  bu oyunda birazcık budama yapsam çok daha güzel olacaktı !
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
ÇOCUK TİYATROSU
 
Çocuk Tiyatrosu’na yer vermek zamanı gelmişti oyun seçimi işi büyük bir titizlik istiyordu çocuk tiyatrosu deyip geçmemeli oyunun duygusallık ve fikir imgeleriyle birleştirilip merhamet-acıma-fedakarlık –merak- araştırıcılık-özlemlerin uyandırılması gibi sonuçlara yöneltilmesi-için fırsatlar hazırlanması ve sunulması çocuk tiyatrosunda elbette önem taşır çocuk tiyatrosuna başlarken en büyük amacım çocukların birlikte gülmesi yanında çevresine daha çok bağlanıp - kişiliğini daha geliştirilmesi birliktelik içinde gereken paylaşımların sağlanması - isteğinin uyandırılmasını -önemsiyordum Gazi şehrimin çocuk seyircilerinin bencilliğe değil – paylaşmacılığa - iyiliklere de duyarlı kılınmasını ve bunların gözden ve kulaktan etki yaparak bilincini geliştirmesi- için telkinlere yöneltici oyunlar seçmek görevim olmalıydı zaten bunlar çocukta denemeyi –öğrenmeyi -eğitimi hazılayan unsurlardı 5-6 yaşındaki çocukta başlayan imgeler ilerdeki yaşlarda mutlaka resim yeteneğine-algılara- anlatım gücüne kuvvet katacaktır bana kalırsa göze hitap eden güzel hazırlanmış oyunlar ve mutlaka ilgiyi - dikkat alışkanlığını da kuvvetlendirecektir nasıl ? ve ne için? sorusu her zaman  öne alınmalı..çocukta algı ve gözlem’i uyanık tutmak hareket- biçim söz ve aksiyona sadelik sağlamak çok önemliydi !
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
REJİ  ‘yi KİME VERMELİ      ?
 
 
Çocuk tiyatrosu deyip geçmemelidir herşeyden önce Rejisörün mutlaka Çocuk psikolojisini çok iyi bilmesi şarttır..! oyunu sahneye koyarken yalın ve anlaşılır olarak oyuna yönelmesi gerekir ilgiyi uyanık tutmak için de her şeyi göze almalı zaten çocuk işitilenlerden çok görüleni algılar çocuk seyirci daha çabuk bıkar- çünki dikkati uzun süreli değildir. yanlış anlaşılmasın devamlı hareketli uzun sahneler de çocuk seyircilerini yorabilir onun için tempoyu iyi ayarlamalıdır.. bana göre sahneye koyucu renk-dekor- kostüm ve ışıklar konusunda çok titiz olmalı ve yerinde kullanmalıdır çünkü çocuklar loş ışıkları sevmezler oyuncuların yüzünde bol bol ışık görülmeli çocuk tiyatrosu iyi ele alınmalı .
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU ÇOCUK TİYATROSU       
 
LEYLEK SULTAN   (Sami Ayanoğlu )
 
 
İstanbul Belediye şehir Tiyatrolarından istediğim çocuk oyununun teksi gelmişti oyunu Türk Tiyatrosunun en deneyimli oyuncusu ve rejisörü Sami Ayanoğlu yazmıştı  (İst.Bel.Şehir Tiy.) LEYLEK SULTAN o günler için güzel bir  çocuk oyunuydu.. bu oyunun rejisini daha evvel çocuk oyunları  ile uğraşan Hüsnü ALAN’a teslim ettim..Hüsnü oyunun on beş gün kadar  provalarını yaptırdı.. bu arada ben de Hocam Haldun Taner’in KEŞANLI ALİ  DESTANI adlı oyununun provalarına devam ediyordum.. prova süremiz gün olarak çok kısıtlıydı oniki öfkeli adam oyunundan sonra böylesi görkemli muhteşem oyunları özlemiştim. bir ara provanın on beşinci günü çocuk oyunun durumuna şöyle bir baktım..o sıcak oyun müsamere havasından daha da öteye gidememişti.. ayrıca Hüsnü Alan da  sahneye koyduğu bu oyundan hiç  memnun değildi ! bu durumda bir ay daha çalışılsa oyunun durumu gene şüpheliydi, düşündüklerim olmamıştı ..Çocuk Tiyatrosu işini daha ilerideki bir zamana ertelemekten  başka çarem yoktu !  nitekim öyle de oldu.
 
 
LALE   ORALOĞLU   TİYATROSU
KIZLAAAR  (Jean Marsın )
 
 basında adı çok geçen Lale Oraloğlu beden eğitimi hocalığı-Banka memurluğu ve Gazetecilik yaptıktan sonra Küçük sahnede ‘’Yarış’’ adlı oyunda oynadı sonra kötü tohum – karanlığın içinden – Yenge’nin Fili – Kralın kısrağı -kadınlar I-ıh derse adlı oyunu Gazete manşetlerinden inmedi Karaca ve Oda tiyatrolarında oyunlar verdi.. sonra Tiyatroda kızı ile ‘’kötü tohum’’da oynadı kuruluşunda bu kadroda İbrahim Delideniz- – Yağız Tanlı – Burçin Oraloğlu -Esin Ender – Güngör Durucan – İsmet Barlas-  Lale Belkıs (koşar )İhsan Yüce – Erdoğan Tuncel –Ahmet Uz –gibi ünlü isimler vardı.Lale Oraloğlu Gaziantep Belediye Şehir Tyatrosuna Kızlaaar adlı oyunu ile geldi ve bir hafta oynadı ilk kadrosunda   Cahit Irgat – Çolpan İlhan – Sadri Alışık – Erol Keskin – Pekcan Koşar – Mümtaz Ener-Atıf Kaptan – Ani İpekkaya gibi tanınmış isimler’den sonra son zamanlarda oyuncu kadrosu gittikçe yetersiz duruma gelmişti..
  
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU 
 
 KEŞANLI   ALİ  DESTANI    ( Haldun TANER )
Kesanlı Ali Destanı Oyunundan
                                                                                                    
  Hocam Haldun Taner’in bu güzel oyununa  usanmadan yorulmadan büyük bir istekle ve keyifle provalara başlamıştık.. İstanbul iktisat fakültesinde Gazetecilik bölümünde okurken çok yakından tanıdığım hocam Haldun Taner’in ünlü Taksim işkembecisinin üstündeki açık  kahvede başında bere  önünde çayı .. nasıl oyun yazdığını yakından bilenlerdenim ! 1950 nin kenar mahalle yaşamını onların ağızlarından alıp epik bir tarzda sosyal eleştirisi olarak yazdığı bu efsane oyunla dünyanın bir çok ülkesinde sahnelenmesine neden oldu ‘’sinekli dağ burası  şehre tepeden bakar -ama şehir uzakta masallardaki kadar ‘’ evrensel boyutlara ulaşır öylesine alkış toplamaya elverişli Zilha’sı- Keşanlı Ali’si-İzmarit’i - destan satıcısı- Madam Olga’sı - Şerife ablası-Hidayet’i –tek tek oyunun yapı taşlarını temsil edip oyunu renklendiren kişiler..hepsinin hakkını veriyoruz Keşanlı Ali’nin hapishaneden omuzlara alınarak sahneye getırilmesi ile hemen hemen oyundaki kişileri sahnede tanımış oluyoruz.. mahallenin gözü yükseklerde Zilha’sı. yoksul fakat gururlu Ali’si - Zilha’yı sever ama ondan yüz bulamaz mahallenin belalısı ‘’canavar Cafer sokak ortasında bilinmeyen biri tarafından bıçaklanarak..öldürülmüş Ali yardım için geldiğinde bütün suç delillerinin Ali’nin üstünde toplanmıştır mapushaneye düşmesinin nedeni de budur canavar Cafer’in öldürülmesi mahalleye rahat bir nefes aldırmıştır..Ali artık herkesin gözünde  anlı şanlı Keşanlı ALİ olarak kalan bir kahramandır.Cafer’i öldürmediğini söylese de kimseyi inandıramaz  Keşanlı Ali’yi muhtar ve Belediye başkanı olarak görmek isterler bu da gerçekleşir bir süre sonra görünmez eller devreye girer keşanlı Ali Canavar Cafer’i aratır hale gelir.böylesine güzel oyunu kurulmuş şaşaalı bir dekorla değil siyah bir perde önünde sahneye pratik konan simgelerle oynadık.. tempoları ölçülü ve hesaplayarak oyunun akıcılığını sağlamaya özen gösterdim.. oyun sonundaki uzun sürekli alkışlar hepimizin yüreğine su serpti.. tüm yorgunluğumuzu  bir anda alıp götürdü oyun.. 24 gün afişte kaldı
 
 
KÖPEĞİM DUDİ
 
Müdürlüğüm sırasında eşim Gülderen (Saadet) ile Oğuzeline kayın validemi ziyarete gidiyoruz! erken saatte Şehreküstü’den Oğuzeli’ne araba kalkıyor.. taa..Akyoldan yürümeye başladık erken saatte Belediye Otobüsleri daha sefere başlamamış! yürüyoruz tam Halkevinin oraya geldik topallayarak arkamızdan sevimli bir köpek geliyor.. besbelli ayağına bir şey batmış ! Karagöz camisinin yanına kadar geldik. hala .arkamızdan bizi takip ediyor.hayırlara vesile bir anda içimden geri dönmek geldi eşim ile birlikte dönüp tiyatro’ya kadar geri geldik.. köpek peşimizi bırakmıyor! Memo içerde temizlik yapıyor cama vurdum ..Memo’ya köpeği odama almasını ona bir su kabı ile önüne su koymasını avucuna biraz para uzatıp dükkanlar açıldığında ona ciğer kebabı alıp yedirmesini tenbih ettim Oğuzeli ziyaretinden sonra sabah erken kalkıp doğru tiyatroya odama girdim hayvanın ayağına  bir tahta parçası battığını tesbit ettikten sonra hemen yandaki cevizli mağazasından bir cımbız ve Eczaneden de tentürdiyot - bepanten ve band alıp döndüm hayvan yalvarır gibi bana bakıyordu.. ayağından bu kıymık parçasını özenle  çıkarıp sıkıca sardım karnını bir güzel doyurdum...hayvan rahatlamıştı arkadaşın arabası ile bizim eve getirdim adını ‘’Dudi ‘’ koydum Dudi’nin araba kültürü olduğunu ilk araba koltuğuna oturuşundan farketmiştim sabahları tiyatroya birlikte geliyorduk tez zamanda bütün becerilerini ortaya koydu..iyi bir eğitim aldığı belliydi.. oyuncularla birlikte sahneye iniyor yan sahneden devamlı bir yere ayrılmadan provaları dikkatle uzanıp izliyordu...bu yüce yaradanın sanki bana bir armağanıydı !Keşanlı Ali oyununda da köpek gerekiyordu Zilha’nın hizmetlisi olduğu onu sık sık gezdirmeğe çıkardığı kolyeli  süslü bir köpek..Ali’nin de ipinden tuttuğu sokak köpeği olacaktı.bu köpeklerin üzerine sayfalar dolusu dizeler.. basbayağı rolleri vardı Ali ile kaşılaşmalar..sataşmalar Zilha’nın ‘’ oşşttt oşşşt Şamama kim sen kimsin ‘’ diye başlayan uzun rolleri (Şamama zilha’nın gezdirdiği hanımının  köpeği ) Alinin sokak köpeği.hala ortada yok.. birbirleri.arasındaki gelirim çok önemli sahneler!..Dudi provalara başladı bir kaç gün sonra zerre kadar abartım yok! oyuncular ve çevrem de buna şahit.. sabahları provaya inerken elimdeki teksi üzerime  atlayarak kapıp doğru sahnenin ortasına koyar sonra kenara çekilip rolünün sırasını bekler oyuncuları şaşırtırdı.. ne fazla ne eksik.!..bir kaç gün sonra Hüseyin Demirdelen’in (keşanlı Aliyi oynayan) Kale altından bulduğu sokak köpeği ile karşı karşıya çatışmalı sahnelerle iki köpek de provalarda aynı sahneyi paylaştılar.. Dudi herşeyi para-bakkal-prova-yemek-sahne-ve daha yüzlerce sözcüklerden anlıyordu bizleri hepten becerileri ile şaşırtıyordu..oyun sahneye konulup başladığında  Zilha ile uzun sahnesi ve kovalama sahnesinde hep aynı dozda oynayıp... hele kovalama ve ısırmaya yeltenme sahnesinde her gece istinasız seyircilerimizden aynı yerde aynı alkışı  topluyordu...bu becerikli köpek Dudi ! daha sonraki Aslan asker Şvayk oyununu sahneye koymama neden olacaktı zira Şvayk da bir köpek satıcısıydı.. Keşanlı Ali Destanı oyununun galiba dördüncü günüydü oyuncuların çıkış saatinde fuayyede köpeğin sahibi olduğunu iddia eden bir adam beni bekliyordu köpeğini istiyordu... adamı yukardaki odama davet ettim Memo’ya Dudi’yi yukarı getirmesini söyledim! Dudi kapıdan içeri girer girmez adamı hemen tanıdı ona doğru koşup sahibini bir kokladı hemen yanıma koştu.belki de ona kırgındı adam Eski sarayın altında han kapısı gibi yerin içerde halı tüccarıymış oyunu seyrederken kendisinin köpeği olduğunu anlamış sevinmiş sonuç olarak alın götürün dedim adam ne kadar uğraştı ise Dudi gitmemekte ısrar etti, sonra adamcağız arada bir gelip  görmeme izin verirmisiniz dedi elbette dedim.. ne zaman isterseniz buyrun !
 
 
 Kesanlı Ali Destanı oyunundan   Sabiha Tokat - Hüseyin Demirdelen
 
 
 
DEVLET TİYATROSU   
 SARI    NACİYE   ( Recep Bilginer )
 
 
Törelere aşırı ölçüde bağlı bir babanın ve bu saplantıların kurbanı olan kızı sevgilisine kaçar ..onu öldürmek için yollara düşen bir babanın önünde sonunda doğruları bulması ve anlaşmaları ile çözüme ulaşan bir Töre oyunu ,oyunu Tekin Akmansoy sahneye koymuş
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU 
 
ASLAN ASKER ŞVAYK     ( Yaroslav Haşek )
 
Hitler’in Çekoslavakya’yı işgali sırasında oyunun kahramanı  çek karakteri olan asker Şvayk’tır. bir köpek satıcısı olan Şvayk parklarda köpekleri çalıp komutan ailelerine satmaktadır köpeğim Dudi ’nin de bu oyunda rolü vardı Şvayk’ın  Nazi işgal komutanı Gestapo ile başı derde girer.. Şvayk hemen askere alınıp Cepheye sürülür.. bir çok ülkede sahneye konan bu güzel oyun birinci Dünya savaşı sonrası doğup büyüdüğü topraklara olan özlemi ve acı çekenler karşısında derinden etkilenmesiyle Şvayk halktan biridir.. şapşal ve saf haliyle düşman topraklarına girdiğini bile farketmeyecek kadar komik durumlar karşısında aldığı emirleri öyle bir titizlikle yerine getirirki bu emirlerin saçmalığı kendiliğinden ortaya çıkacaktır .!. oyun aslında bir kara mizahtır..artık kendini göstermek sırası oyuncularımızdan Mithat Kaleoğluna gelmişti tam ona göre bir roldü “Aslan asker şvayk’a “ uygun bu karakteri kısa zamanda sempatik tavırları ve şaşkınlığı ile hazmedip benimsedi... tabloların sık sık değiştiği ve ışık oyunlarının yerinde kullanılması bu oyunda çok önemliydi..! hele baştaki Kral Ferdinand’ın öldürülmesi Avusturya Macaristan ve Çekoslavakyanın işgali olaylarını kendime ait evden getirdiğim projeksiyon makinası ile perdeye yansıtmam işimi  daha da kolaylaştırmıştı kısa  zamana sığdırılan provalara rağmen oyun çok sevildi ve tutuldu..
 
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
KADROLAR   ONAYLANIP  ÇIKTI
 
 
kadro isteğim baştan beri Gaziantep Belediye Şehir tiyatrosuna emeği geçen herkes içindi. Listeyi buna göre vermiştim uzun bir süredir beklenen kadrolar sonunda çıktı Hüseyin Demirdelen – Celal Uçar –Hüsnü ALAN – Necati Kürümlüoğlu – Hüseyin Akkaya Mehmet Polat – kadro istemeyenlerin başında Güler Akçay –Dilaver Uyanık - Fatih Yücel  Sabiha Tokat ve Jale Tülay geliyordu..
 
 
BAŞKENT SANAT   TİYATROSU   - KAZIM ERYÜKSEL
Kazım Eryüksel –Vecihe Demirkıran – Mesut Oral Vecihe Demirkıran – Mesut Oral – Ahmet Güngör –Sadi Günay dan oluşan ekiple Aziz Nesin’den derledikleri oyunla bir hafta süre ile oyunlarını sürdürdüler
 
 
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU ve
 
SENDİKALAR
 
kadrolar çıkınca Sendikalar oyuncularımız ile daha yakından ilgilenmeye başladılar provalar arasında telefon edip aidat vs.gibi konuları konuşmak üzere sendika yöneticileri oyuncuları yanlarına çağırıyorlardı.. prensibim gereği hiç bir zaman provayı kesip Sanatçıları göndermedim..  ancak prova sonrası gidebildiler..çünki bizim için en kıymetli şey zamandı 20 bilemedin 25 gün sonra GİŞE hasılatı düşünce oyun afişten inmek zorundaydı...bununla da kalmayıp oyunun protokol günü yapıldıktan hemen en geç bir gün sonra yeni oyunun provalarına başlamak zorunda kalıyorduk ! bu da sanıldığı kadar kolay bir iş değildi .
 
ANKARA OYUNCULARI
PEŞİNATSIZ TAKSİTLE    (George Michel )
 
Yüzsüz bir satıcı ile sonu aşk ve bağlılıkla biten güzel bir Bulvar komedisi.. oyunu sahneye Yurdaer Erşan koymuş oyuncu kadrosu Zehra Erşan- Nevzat Şenol- Seden Kızıltunç Aydın Yamanlar – Ferdi Akarnur – Ümit Aksoylu – Suzan Us ‘dan oluşuyordu 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU 
 
 DÜZENBAZ ( MÜFETTİŞ    ) ( N.V.Gogol )
 
 
                                                         
 Mufettiş Oyunundan Ayfer Ünlü - Fatih Yüce - Sabiha Tokat
 
Gaziantep seyircimizi yıllardan beri çok iyi  tanırım afişte’’ Müfettiş ‘’yazısını görenler arasında bunun bir okul ile bağlantısı olduğunu belki de bunun müfettişler için bir toplantı olabileceğini düşünenler çıkacaktır.. biraz da gişe kaygısı ile oyuna ters olmayan Düzenbaz adını uygun gördüm bu seyirciye doğrudan doğruya oyunun komedi olduğunu çağrıştırıp daha cazip gelecekti doğal olaraK seyirci sayısının yükselmesine neden olacaktı.! yazarı Gogol’a haksızlık etmeyeyim diye.. de afişteki DÜZENBAZ’ın altına parantez içinde  (Müfettiş ) oyunu ve yazarı N.V. Gogol’un adını yazdırdım”Belinski bu oyun hakkında dünyada en ünlü klasik komedilerinden biri olarak kabul edilen bu oyunu sadece güldürmek amacı ile yazıldığını iddia edenler  yanılıyor -ama düşününce sonuç çok acı “ dermiş.gerçekten de haklı.özüne bakarsanız çok acı.. oyun oya gibi işlenmiş gülmemek elde değil gerçekten de günümüzde bile bu durumların benzerleri hala Dünyada yaşanıyor bu oyun açıkça içine düşülen komik durumları gösteren bir aynadır.posta Müdürü bu küçük kasabada gelen mektupları gizlice açıp okumaktadır bu arada kasabaya  gizli bir emirle kılık değiştirmiş olarak bir Müfettişin geleceğini posta Müdürü açtığı mektup’dan öğrenince başta kaymakam ve yöneticiler telaşa düşerler  bu önemli haberi toplantıda görüştükten sonra kaymakam Anton -karısı Anna- kızı Maria- hazırlıklarını yapıp Müfettişi beklemektedirler Dobçinski ve Bobçinski adlı iki kafadar memur da yağcılık olsun diye  kaymakamlığa gelip kasabanın otelinde yatan Hilestekov adlı kendinden emin birinin kaldığı Otele para vermeyerek olay çıkardığını etrafındakilere çağırıp bağırdığını bu kişinin kesin Müfettiş olabileceğini söyleyince herkes onun gerçekten gizli Müfettiş olduğuna inanmıştır.. Hilestekov tutuklanacağını zannederken kaymakamlık binasında baş köşede ağırlanır.. tüm yöneticiler kendi kariyerlerini düşünmektedir kaymakamın karısı  taşra hayatından sıkılmış büyük şehirde yaşamak hayali içindedir belki kocası terfi ederse bu hayali gerçekleşebilecektir kaymakamdan tutun da kasabadaki komiser’e kadar herkes  bir beklenti içinde müfettiş’den iyi not alıp terfi etmek için gizli gizli kenara çekip ona rüşvet vermeğe kalkarlar esnaftan gelenler bile Müfettiş sanılan Hilestekov’a hediyeler vermek için sıraya girerler ama Müfettiş’e Polis Müdürünü-ve Kaymakamı şikayet etmekten de geri kalmazlar.. çünkü her zaman dükkandan aldıklarının parasını ödemeden gittiklerini anlatırlar, Müfettiş  bile bu durumu biraz geç anlar Çarlık Rusya’sında  kaymakamlığı kapsayan bu resmi makamda geçen şaşırtıcı olaylarla müfettiş (Düzenbaz) oyununda Gogol  yozlaşan toplumsal bir olayın nasıl geniş bir katmana yayıldığını  bizi  kahkahalarla güldürerek anlatıyor
  
Sabiha Tokat - Hüseyin Demirdelen - Ayfer Ünlü
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
 PROVALAR
 
her oyunun altının çizilmesi gereken yanları vardır yazarın kavramına göre gelişimi ilişkileri inandırıcılığı’nın doğru biçimde gösterilmesi  bunun için de karakterler üzerine ayrıntılı analizlere girmek gerekir. kişilerin birbiriyle ilişkilerinin doğru biçimde gösterilmesi komedinin can damarıdır.. oyunculuğun temeli iç yaşamını - duygularını –düşünce ve eğilimlerini-tepkilerini görünür duruma getirmek şarttır. Dramaturji çalışmasına gereğinden fazla önem vererek başladık  provalara..
 
 
 
 
KARDEŞİM UĞUR   SARAÇ’ın KATKILARI 
 
 
 
Cahit Saraç -  Uğur Saraç (dekor ve kostüm)
 
              
                                                                                                  
kardeşim Uğur Saraç’ın bu oyundaki yardımlarını hiç unutamam benim provalar içinde yoğun çalışmarıma zaman kazandırmak için .Çarlık Rusyası’nın kostümlerini Celal Esat Arseven’in Sanat Ansiklopedisinden tek tek bulmuş( Türkiyede o zamanlar benzeri bulunmayan eşsiz bir Ansiklopedi ) kostümlerin benzerlerini Belediye hanı yakınındaki avrat pazarından (yan yana asılan kullanılmış değişik rengarenk çeşitli giysiler satılırdı ) benzerlerini almış tahta koltuk ve sandalyelere inanılmaz ekler yapıp güzelce boyamış tanınmaz hale getirmişti.. her şeyi ile çarlık Rusyası eşyalarının tıpa tıp modelini yakıştırarak  masa ve benzeri oyuna gerekli aksesuarların çoğunu kendi el becerileri ile yapıp N.V.Gogol ‘un Düzenbaz (Müfettiş) oyunu dekor ve kostümlerini hediye edip bize zaman kazandırmıştı...
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
ENCÜMENDEN   BEKLENTİLERİM
 
Protokol günleri Encümen üyeleri ve yetkililer oyunlarımıza içten alkışlarla karşılık verip oyun sonunda tebrik için gelip bol bol övgülerini esirgemeyenler arkası arkasına çıkardığım oyunlar için.. zamanında gereken malzemeler konusunda  geç davranarak işlerin önemini bilmeyerek de olsa beni güç durumlara sokmaları işlerimi zorlaştırıyor provalardan daha fazla beni yoruyordu.. her fırsatta tiyatromuzun içine düştüğü bu sıkıntıları beni geçmiş dönemlerde olduğu gibi  hep aynı mevzuatlarla karşı karşıya bırakıyordu bunun bir çıkar yolu olmalıydı ! aslında bunlar benim için gerçekten önemli konulardı. elbette.tiyatronun geleceği için de ...
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
PRENSİPLERİME UYMUYOR
1975
 
Seyircilermizin Haldun Taner’i çok sevdiğini ‘’Keşanlı Ali Destanı ‘’ oyunda iyice gözlemleyip kararımı vermiştim onun bir oyununu daha repertuara alacaktım oyunun metni o yıllarda henüz basılmamıştı ‘’Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım ‘’ hemen Hocam Haldun Taner’e bir mektup yazdım Keşanlı Ali oyununu Gaziantep seyircisinin nasıl sevdiğini ve Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosunun nasıl çalışmalar yaptığını anlattım.. sağolsun bir kaç gün sonra oyunun bir foto kopisini gönderdi..üzerinde çalışıyorum.. notlar alıp oyunu baştan aşağı irdeliyorum ! tam bu sırada görevli bekçimiz yukarı çıkıp bana encümenden bir ziyaretçiniz var dedi ! - buyursun yukarı al dedim kendini tanıttı cam kenarındaki koltuğa oturdu aşağı bakarak yerin küçük ama manzarası güzel cadde ayağının altında dedi.. çay ısmarladım içti..oyunları izledim en çok Ali keşanlıyı çok sevdim ne güzel oynadılar.. ben de fırsat bulmuşken Oyunlarımızda gereken malzemeler için encümenden kararların geç çıktığını tek tek sorunlarımızı anlattım olur böyle şeyler dedi biz nelerle uğraşıyoruz sen bir bilsen..ha bir de Fadik kız çok güzeldi yalnız Kral opus mu nedir o oyunu sevmedim... hem Yunan oyunuymuş..ne gerek var öyle şeylere Belediyenin parasına yazzık..Oyunu kısaca özetleyip bunu seven seyircilerin de var olduğunu Oyuncularımızın bu gibi Klasik oyunlarla neler kazandığını anlatmaya çalışıyordum, boyuna pencereden aşağıya bakıyordu’’ bizim oğlan da geç kaldı’’dedi ha senden bir istirhamım olacak bizim oğlan Lise ikide okuyordu bu yıl sınıfta kaldı okumaya da pek hevesi yok ..onu yanına alsan hiç bari gidip geleceği bir iş olur! yanınızda yuvarlanır gider bak istediğin kadroları da çıkardık.. derken oğlu içeri girdi. Çocuğu bakıp onu tanımak için konuya Edebiyat hocasından söz ederek girdim -Hiç sevmem o hocayı beni sınıfta koyanlardan biriydi dedi bir de fizik-matematik hocası hakkımı yediler peki hiç Tiyatroya gittinmi ? yok ama Sinemayı hele Cüneyt Arkın’ın filmlerini kaçırmam.!. babasının yanında, eliyle koluyla ukela itici konuşmalarını doğrusu yadırgadım bir kaç soru daha sordum oğlan boş ...hiç bu Tiyatroya geldin mi ?  itiraz eder gibi yookk dedi bekçiyi çağırdım ışıkları yak da salonu bir görsün dedim..yalnız kalınca babası sanki oldu bu iş der gibi bana daha candan sokulup gülümsedi ! bakın açık konuşalım diye oyunculuğun gereklerini uzun uzun anlattım... sahnede bir Sandalyenin bile Önemi vardır gibi soyut örneklere girdim sonunda sözü olmaz’a getirdim. peki sen birlirsin dedi.. ama kırgınlığı yüzünden okunuyordu !
 
KEMAL DİRİM TİYATROSU      
GÖREVİMİZ TEHLİKE
 
Halk Tiyatrosunun usta komedyenlerinden biri. Belediye Şehir tiyatromuza ilk gelişinde Seyircilerimizden ve Gişe hasılatından çok memnun ayrılmıştı Kemal Dirim oyunların çoğunu kendisi yazıyordu gittiği yerlerde o yöreden muhakkak bir şeyler katardı bu gelişinde de ‘’ Güllüoğlu baklavalarını’’ oyunun arasına kattı .komedisinde Tv dizisindeki müziği kullanarak Görevimiz tehlike ile hem seyircileri heyecana sürükledi, hem bol bol güldürdü kadrosunda Filiz Dirim – Zerrin Yüce – Teoman Aksoy-Tuncel Girer yer alıyordu
  
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
GÖZLERİMİ KAPARIM VAZİFEMİ YAPARIM   ( Haldun TANER )
 
Bu mükemmel oyun yaşamları boyunca birlikte aynı ortamlarda yetişmiş aynı çocukluk çağını yaşamış iki arkadaşın  yapışık öyküsü bir de oyunun ön safta anlatıcısı ‘nı oynayacak bu oyunla kendini gösterecek! Bu  rol için seçtiğim Hüseyin Akkaya var.. şimdi ustalığını gösterme sırası onda meşrutiyet’ten başlayarak günümüze kadar bir şerit gibi takip edip oyuna sık sık girerek oyunun ultrasyonunu çekiyor.. Meşrutiyetten günümüze kadar olanları seyircimize aktarıyor .. tabii Efruz ve Vicdani’nin hayatlarındaki zamanla eş değer gidişatını da...Efruz uyanık-tembel- bencil –çıkarını her şeyin üzerinde tutan- tam anlamıyla - bir köşe dönücü - arkadaşı Vicdani ise çocukluğundan beri uysal - örnek bir öğrenci- iyilik sever - gönüllü asker -yararlı vatandaş- çalışkan -her an hizmete ve göreve hazır- aynı olayları aynı yerde farklıca iki kutup olarak yaşıyorlar ! sevdikleri kız bile aynı  Efruz’u Hüseyin Demirdelen Vicdani’yi Fatih Yücel oynuyor.gülünç yaşam.hikayelerinin yanında uzun bir zamana yayılan toplumsal gerçeklerin değişimini gözler önüne seriyor hele o sahnedeki Vicdani’nin psikolojik durumları dışa vurması Fatih Yücel usta oyunculuğu ile seyircileri duygulandırıp kendini savunması içini dökmesi uzun uzun alkışlara neden oluyor..sonuçta provalarda herkes kendine verileni almış sahne rahatlığı ile oynuyor oyuncuların baştan beri aşamalarını gözlemleyenler elbette buna seyirciler de dahil bu oyuncuların ölçülemeyecek kadar ısrarlı çalışmaları uzun deneyimlerden geçerek yeterli olgunluğa ulaştıklarının en üst seviyedeki Göstergesi... Provalar dışında oyun değerlendirme toplantısı yaparken bazı oyuncularımıza arasıra Sendika’dan telefonlar geliyor sorduğumda aidat için diyorlar ilk aylıklarından da önemli bir miktarı kesilmiş..!  
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
HEMEN YENİ PROVALARA GİRİYORUZ
 
Haldun Taner’in oyunun Sahneye konduğu üçüncü günü  hemen sıcağı sıcağına yeni bir oyun için kolları sıvadım İstanbul İktisat Fakültesinde İstanbul T.R.T de tanıdığım Eğitim ve Kültür Müdürlüğünde çalışan değerli kalem Oktay Arayıcı’nın 1961 de yazmış olduğu’’ NAFİLE DÜNYA’ bu oyunu ilk kez İstanbul Belediyesi Şehir tiyatrosu oynamış hemen oyunun tekstini oradan temin edip okuduğumda içimden işte tam Gaziantep seyircimizin ilgiyle izleyeceği bir ucu Güney doğu kokan içindekileri bize hiç de yabancı olmayan değerli bir oyun demiştim.. hemen oyunun rollerini tesbit edip okuma provasına girmiştim provalar  kadromuzun kadın ve kız sorunları çoktan geride kalmıştı..bu yönden artık güçlük çekmiyorduk..Keşanlı Ali oyunu sırasında JaleTülay isimli bir  oyuncu  daha kazanmıştık böylece bayan oyuncularımızı sayarsak Ayfer Emre-Güler Akarçay- Sabiha Tokat – ve Jale Tülay –yer alıyordu
 
 KONUK TİYATRO BULMA ÇABASI
 
yeni konuk Tiyatrolar arıyorum tabii bu seçimlerin Gaziantep seyircilerimizin seveceği değişik güzel olmasına özen göstererek bu arada ÇETİN KÖROĞLU’nu buldum Çetin bey Devlet tiyatrosunun gözde oyuncusu Devlet tiyatrosundan ayrılarak modern bir Tiyatro olan Meydan sahnesini kurmuştu Ankarada kızılay ile sıhhiye arasındaki bu tiyatroda yine Devlet Tiyatrosundan ayrılan Kartal Tibet- ayrıca Esin Avcı-Mediha Körükçü-Türkiye’nin en önemli özel tiyatrosunda seçkin oyunlara yer vermişti..zamanla guruptan ayrılanlar kendi tiyatrolarını kurdular.Çetin Köroğlu yeni ekibi ile çaışıyordu.
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
NAFİLE DÜNYA     ( Oktay ARAYICI )                           
                                                               
 

                                                                  

 
Haldun Taner’in oyunu ‘’ Gözlerimi kaparım Vazifemi yaparım ‘’oyunu çok iyi gidiyor ağızdan ağıza yayıldığına göre bu oyun ‘’ Keşanlı Ali ‘’ gibi iyi seyirci toplayacak Cumartesi-Pazar matine koyduk oyuna gösterilen bu rağbet gurubumuzu daha da keyiflendiriyor böylece provalara daha da sarılıyorlar artık T.R.T kültür faaliyetlerinde bir kaç haftadan beri sabah kuşağındaki oynayan oyunlarımızı Radyoda anons ediliyor bu da seyircimizin bilgilendirilmesinde büyük  rol oynuyordu.
 
ANKARA   MEYDAN   SAHNESİ   
CEZA KANUNU      (   İbnurrefik Ahmet Nuri Sekizinci   )
 
Oyunu Çetin Köroğlu sahneye koymuş oyunun yazarı Darülbedai’nin yönetim kurulunda uzun yıllar görev alan İbnurrefik Ahmet Nuri onun yazdığı ‘’sekizinci’’ adlı oyun o kadar sevilmiş ki Soyadına bir de’’ Sekizinci ‘’eklenmiş ‘’Ceza kanunu adlı oyunu İbnurrefik Ahmet Nuri Sekizinci1923 yılında Fransız yazar Georges Courteline ‘den uyarlamış bu oyunun bir de Tarihi öyküsü var ‘’Darülbedai’nin İzmir Turnesi sırasında Atatürk Türk kadınının neden sahneye çıkmadığını sorar bu sorudan etkilenen Ahmet Rafet Muvahhit in eşi Bedia Muvvahit ezberlediği ‘’CEZA KANUNU’’ oyununa tekrar hazırlanarak oyundaki Sacide rolünü oynar ve ayakta alkışlanır Cumhuriyet döneminde sahneye çıkan ilk Müslüman kadın Türk unvanını alır ‘’oyunu kısaca özetlersek yozlaşan değerler Adalet sisteminin o günlerin gözden kaçmış gülünç sayılacak bazı yönlerini ana-baba-koca değerlerini- komik yönleri ile irdeleyen güzel bir oyun ! bu oyunu Çetin Köroğlu sahneye koymuş hem de başrolü üslenmiş gurupta– Mediha Köroğlu – Suzan Yeğenoğlu – Fethi Aba- İrfan Erkan- İlknur Nail-Yahya Koca-Lütfü Kopan – Minav Gültekin –Raif Hikmet Çam –Ülker Ergöksel –Sermet Serdengeçti- var
 
 
 SERMET SERDENGEÇTİ
                                                      Not: (Sermet Serdengeçti  Biyografisinden aldım )
1945 yılında Gaziantep’te doğdu Ankara Yıldırım Beyazit Lisesini bitirdi Ankara sporda futbol oynadı bir ara müzikle uğraştı 1962 yılında Orhan Asena’nın Tohum ve Toprak adlı oyununda oynadı sonra Başkent- Kardeş oyuncular Sezer Sezin –Ankara Meydan sahnesinde oynadı bir ara Yeşil Çam da o günlerin erotik fimlerinde Mine Mutlu-Melek Görgün –Seher Şeniz ile oynadı..bindikleri özel bir Otomobil’in Denize uçması sonucu boğularak öldü.
 
 
OKTAY ARAYICI
 
Nafile Dünya adlı oyunun provalarının sonuna geldik çok titiz bir çalışma yapıyorduk..bu arada oyunun yazarı ‘’ Oktay arayıcı telefonda -Cahit bey oyunumun tiyatronuz tarafından sahneye konduğunu T.R.T bölge Radyoları kültür faaliyetleri proğramından öğrendim… oyunum için siz de bilirsiniz ki telif hakkı talebim olacak ! önce kendimi tanıttım( İstanbulda iktisat fakültesinde okurken sık sık yanına giderdim ) hemen beni hatırladı yeni yeni yeşeren bir Tiyatromuz olduğunu zorluklar içinde savaştığımızı oradan buradan derken sonunda Oktay Aracı’yı başka bir oyununda olmak şartı ile tatlıya bağlayıp telif hakkından feragat etmeği başardım..Onu Gaziantebe konuğumuz olarak beklediğimizi söyledim işlerinin yoğunluğundan bahsetti ( Oktay Arayıcı hayatta tanıdığım  en dürüst insanlardan biri T.R.T  çevresinde bu kadar sevilen başka bir insan görmedim desem yeridir ) 
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
 BU İKİ BUÇUK YILDA   SEZON SONUNA KADAR OYNAYAN OYUNCULARIMIZA KISA   BİR BAKIŞ :
 
                
 
 
HÜSEYİN  DEMİRDELEN
 
Daha önceleri ‘’Siyah örümcekler gurubunda “ Edip Akbayram “ ile birlikte çalışıyordu Tiyatromuza ilk müracaat edenlerdendir. Dinamik hakim bas bir sesi, provalara karşı olağan üstü algısı vardır. bir şeyi iki defa sorduğunu hiç hatırlamıyorum ! Tiyatronun başladığı günden beri kendine verilen uygun başrolleri rahatlıkla alıp götürmesini bildi Tiyatroda sorumlu ve disiplinli çalışmları ile tam örnek bir oyuncuydu.. Tiyatro’ya  devam etseydi bana göre ‘’Arif Erkin’’ kalıbında başarılı ve gerçekçi bir oyuncu olacaktı hemen hemen bütün oyunlarımızda görev aldı - Cephede Piknikte’ki Tapo - Keşanlı Ali destanında (keşanlı Ali’yi )-Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım’daki( Efruz ) rolü-.Düzenbaz’daki( kaymakam Anton Antonoviç)i - Nafile Dünyadaki (Komiser Ramazan)da başarılı yıllarca unutulmayacak oyunların özüne yapışık müthiş tipler çizdi.
 
ALİ    CEVAZ
 
Öğretmendi..provalarda kendini göstermesini bildi gözlemleri çok iyi Oyuncularımız içinde
gerçekciliği hakkı ile yansıtan en iyi oyunculardan biri.. ama ne yazık ki Tiyatromuza bir oyun oynamak üzere girmişti..gerekçesi Gaziantep Folklorunda yer alıyor , sık sık festivallere gidiyordu..kısa zamanda oyuncularımızla sıcak bir ilişkisi oluşmuştu.. bizlerden çok zor ayrıldı ‘’Köşe Başı’’ oyunun ağırlıklı rollerinden Bakkal’ı oynuyordu Hüseyin Demirdelen’de ( Kahveci yi ).lokomatifin başını onlar çekti. tüm kadromuz ile  güzel unutulmayan bir oyun çıktı ortaya..
 
CELAL UÇAR
 
Tiyatro’nun ciddiyetini teorilerini en iyi şekilde anlamağa çalışan ve uygulayan tam manası ile kendini tiyatroya adamış fedakar bir oyuncu kimsenin  yapamıyacağını yaptı Gaziantep’e yakın bir köyde (sanırım Güder köyü –Ömer Özbaş İlk Okulunda) öğretmenlik yapıyordu.. köye her gün yayan gidip geliyordu bir gün olsun oyunlarımızı aksatmadı Tiyatromuzun en tutkun yapıcı –iyimser-personelleri ile iyi geçinen Tiyatrosuna sahip  çıkan - bir oyuncuydu ! hemen hemen tüm oyunlarda başarılı tıpler çizdi.. Kerpiç Memet’de (memet) de başarılı bir rol sergiledi en unutulmaz oyunları ‘’Teneke-Cephede Piknikte’ki (Zapo) ve sırça Kümesteki (Tom) rolleri ile kendini kanıtladı..
 
AYFER ÜNLÜ
 
Belediyede Av.Orhan Kitapçı’ya bağlı Hukuk işlerinde çalışıyordu .. hiçbir ek ücret almadan Belediyenin izni ile Tiyatromuza katlan ilk Hanım kızımız bir çok oyunlarımızda baş rol oynayan fedakar, yetenekli bir oyuncumuzdur.. Kerpiç Memet-Kral Oidipus-  Düzenbaz ve Fadik kızdaki rolleri ile seyircilerimizin unutamadığı bir oyuncu.
 
FATİH    YÜCEL
 
aldığı rolleri en çabuk ezberleyen ( bir günde en az 30 sayfa ezberlerdi ) ve bir çok oyunda başrol oynadı..herhangi bir oyunumuzdaki aksayan kişinin rolünü üslenebilecek elimizdeki tek koz - ama şimdiye kadar böyle bir şey yaşamadık.!.Tiyatromuzun oyuncu direklerinden..tez canlı..istenileni çabucak kavrayan hemen anında çok hızlı düşünen.. ve yerinde karar verebilen dikkat ve gözlemleri’nin yerinde başarılı oluşunda oyunlarımızda büyük bir payı olduğu kesin. Sırça kümesteki (Jim) -DÜZEBAZ’da (Müfettiş sanılan Hilestekov )hele Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım da’ki (Vicdani ) daha bir çok rolleri ile Gaziantep seyircisinin gönlünü fethederek oyunun en uzun süre afişte kalmasını sağlamıştır (25 gün)
 
GÜLER  AKARÇAY
 
 Kızını çocuk Tiyatrosu oyunlarında oynatmak isteğiyle raslantı olarak tiyatromuza gelen bir Hanım.. tavrından konuşmasından iyi bir oyuncu olacağına emin olup tiyatromuzda oynamasında ısrar etmiştim.. Okuldayken bir kez müsamerelerde oynamış ısrarım karşısında kocama bir sorayım dedi kızına olan aşırı ilgi ev hizmetlerinin aksayabilecağini bu yüzden ancak  kocasının izni ile oynayabileceğini söyledi ancak daha önceki konusunu anlattığım  Cephede Piknik’oyununda oynamak şartı ile küçük kızı ile  Tiyatromuza birlikte katıldı.. Çocuk psikolojisinden çok iyi anlayan oyuncularımızdan Mithat Kaleoğlu küçük kızı provalar boyunca fuayyede oyalayıp  provaları hep böyle devam ettirdik Güler hanımın inanılmaz bir sahne rahatlığı vardı ki, bu da işimi kolaylaştırıyordu ‘’Cephede Piknik’’ oyunu için idealdi provalarda  Dilaver Uyanıkla iyi bir partner oluşturdular Güler hanım oyunda inanılmaz bir başarı kazandı. Bu son oyun olsun..bundan sonra oynayamam diyen Güler Akarçay kadromuzun ısrarı ile bütün oyunlarımizda oynadı onun ağzından hiç para sözcüğünü duymazdınız.. Kadrosu çıktığı halde kadro dışı kalmayı tercih etti ona ün  kazandıran en büyük etken tabiiliği ve inandırıcılığıydı tüm oyundaki değişik rolleri ile ustalığını isbat etti en unutulmaz oyunları Cephede piknik’deki (Anne) – Fadik kızda (Fadiğin annesi)-ve Sırça kümesdeki ( Amanda) rolü. hep oynadıkları oyunlar hafızalarda kalacak.!
 
 
  DİLAVER UYANIK
 
Erzurum Radyosundan tayin olup geldiğinde bana Telefon etti Malatya’da  yıllar önce birlikte Tiyatro faaliyetlerimiz olmuştu ..ben Halk eğitimde Tiyatro dersleri verirken Dilaver de Kral Oidipus’u sahneye koyuyordu .. bu oyunda Teresias (kahin) rolünü oynamıştım bu yüzden bana bir borcu vardı ısrarlarımla Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosunda ‘’Cephede Piknik’’ oyununda oynadı böylece ödeşmiş olduk ...oyunculuğuna söz yok..daha sonra Kral Oidipus ‘un rejisini yaptı ve Oidipus’u oynadı onun tüm amacı Gaziantep’te bir Reklam Ajansı açmaktı sonunda bu isteğine kavuştu....
 
 
SABİHA TOKAT
 
Fakir bir ailenin kızıydı Tiyatroyu çok seviyordu.. oyun süresince çok çalıştı provalarda kısa zamanda İstenen noktaya geldi bir kaç oyun sonra ‘’ Düzenbaz(Müfettiş) ‘’oyununda ve daha bir çok oyunda oynadı’’ Keşanlı Ali’de Zilha rolü ‘’ile yeteneğini seyircilere isbat etti.
 
 
HÜSEYİN  AKKAYA
 
Oyunlara sıkı yapışan gözlemleri ve yeteneği ile ilerde Sahneye koyucu olarak da yararlanacağım bir oyuncuydu..algısı çok kuvvetli büyük bir yetenek gözüm hep Hüseyin Akkaya’nın üzerinde oldu , bir çok oyunumuzda  başarı ile oynadı  ‘’ Gözlerimi kaparım Vazifemi yaparım ‘’adlı oyunda oyunun  sonuna kadar oyunu işleten bir bakıma oyunun bel kemiği olan Anlatıcı ‘yı en sıcak –cana yakın- ve salonla bütünleştirerek en mükemmel bir .şekilde oynayarak seyircilerin beğenisini kazandı.
 
 
HÜSNÜ ALAN
Çocuk oyunlarına aşırı bir ilgisi vardı yerli oyunlara çok yatkındı..çalışmakda ısrarlı ama çözemediğim bir şeyler var provalarda isteneni biraz geç veriyordu baştan beri tüm oyunlarımızda oynadı hele geleneksel oyunlar için ideal bir tip sayılırdı.. sonunda kararımı verdim Ekonomik sıkıntılarının olduğunu sezinledim kadro işi gerçekleşince daha rahat olduğunu tahminimde yanılmadığımı anladım (gerçekten de kadro işi çok uzamıştı) Hüsnü Alan’ın Komiser Ramazanla karşılıklı baş rolünü oynadığı Polis Memuru Cemal Abdülcemali rolünde unutulmaz bir oyun çıkardı
 
NECATİ KÜRÜMLÜOĞLU
 
Gevrek biraz da tok bir ses ‘’ Yaşar Kemal’in ‘’ TENEKE’’ adlı oyununda ceketine fincan takmış oyunun supriz anlatıcısı.. seyircinin  bütün ilgisini üzerinde topluyor öyle olması da gerekiyor - 12 öfkeli adam oyununda Jürideki onuncu kişinin hakkını veriyor ‘’ Fadik kız’’ oyununda seyircilerin içinden çıkan ağır başlı bir Avukat’da muhteşem  oyunu ile herkes Fadik kızı kurtaracağını sanıyor..Necati Kürümlüoğlu bir çok oyunumuzda başarılı tipler çizdi..
 
MİTHAT KALEOĞLU
 
Gurubun en güler yüzlü cana yakın oyuncusu öğrenmekte ısrarlı ve sabırlı.. hemen hemen bütün oyunlarımızda oynadı sahnede hiç değişkenliği yok ne verilise onu alıyor istikrarlı herkesle iyi geçinen bir oyuncumuz Keşanlı Ali’de olsun -Nafile Dünya- oyununda olsun olgunluğunu belli ediyor.. ama en gözde oyunu saf ve şaşkın Şvayk rolü oldu ‘’Aslan Asker Şvayk ‘’da aldığı  sürekli alkışlarla ısrarlı çalışmasının karşılığını gördü.
 
 
 
JALE   TÜLAY
 
Jale’nin kadroya girmesi ile bayan oyuncu sayısı dörde çıktı Jale Tülay bir müddet provaları yakından takip etti Nafile Dünya oyunundaki sade bir rol olan evin kızını gerçekçi çizgiler içinde oynadı.. Sezonun bu son oyunudan sonra önümüzdeki Sezonda hep bizimle birlikte olacaktı.
 
MEHMET POLAT
 
Tiyatromuzun kuruluşundan beri hemen hemen bütün oyunlarımızda yer aldı buğulu bir sesi vardı karekter oyuncuları arasında kaldı ‘’ Nafile Dünya ‘’ oyununda ‘’stokçu’’yu oynadı elbette daha ilerdeki günlerde  büyük roller oynayacağı günler gelecekti.işine sadık disiplinli bir oyuncumuz
 
KADİR BUZCU
 
Gaziantep Belediye Şehir Tiyatromuzda kısa bir süre çalıştı Genç dikkatli ve yetenekli bir oyuncu .
 
 
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
 NAFİLE DÜNYA      ( Oktay Arayıcı )
 
 
 Oyunun konusu kısaca Komiser Ramazan (Hüseyin Demirdelen) her şeyini Mesleğine adamış idealist doğrudan yana- kendine göre yasa dışı işleri kanun yolu ile halletme çabasında..Oyunun zıt kutbunda da yanındaki yardımcısı polis memuru Ali Cemali Abdülcemali ( Hüsnü Alan ) var rolü gereği üç kişiliği üzerinde taşıyor..aynı zamanda oyunun anlatıcısı..Komiser Ramazan Otelde uygunsuz şeyler yaptırıldığını öğrenince Otele baskın yapıyor. her kanunsuz işe el atarken başka bir yere sürülüyor..Geleneksel Tiyatroda olduğu gibi her gittiği yerde seyirci ile araya mesafe olsun diye anlatıcı giriyor daha sonra resmi şapkasını giydiğinde yine polis memuru Cemal Abdülcemali olarak Komiser Ramazan’ın karşısına çıkıyor  zaman zaman komiserin arkasından alay edip onu eleştiriyor bu da oyunu daha anlaşılır ve sevimli hale getirerek Komedinin özünü hazırlıyor – oyunun kahramanı komiser Ramazan İstanbul’da yine bazı yasa dışı bir işi suç üstü yapıp engellemek isterken Anadoluda küçük bir kasabasına  sürülüyor orada da bazı olaylara çomak sokması sonunda. kendini bir sınır karakolunda buluyor yardımcısı Ali Cemali Abdülcemali elbette  bunları işgüzarlık olarak yorumluyacaktır.. kaçakçıların sınırdan geçeceğini öğrenen komiser bir baskın düzenleyerek Kaçakçıları suç üstü yakalayacaktır ama kaçakçılar komiseri yola getirmek için onunla güzel güzel konuşurken yola gelmeyen Komiser Ramazan’ı hiç umulmadık bir anda bıçaklayarak öldürürler..traji-komik olarak tasarlanan oyun bazı yaşananların düzeltimesi gereğini ortaya koyuyor bunu sık sık güldürerek biraz da burukluk içinde veriyor oyunda Seyirci elbette Komiser Ramazandan yana yer alıyor. Onun sınırda gece ay ışığı altında bıçaklanışı seyircinin nefesini kesiyor!  bu sahneyi unutulmaz kılıyor
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
DERNEK NE İSTİYOR
1975-
 
Cumhuriyet’in 52. kuruluş yıldönümü G.Antep Belediye Şehir Tiyatromuz  Hükümet Merkezi heykel alanı içinde kutlanması  en uygun alan olduğundan Tiyatromuzun geniş çatı boşluğuna çok büyük ışıklı evvelki yıllarda da kullanılan Cumhuriyetin 50.YILI panosu tiyatromuzun en görkemli yerine monte edilmiş oldu. tüm kutlamalar Anıta Çelenk koymakla başlıyor alanda protokol hazır bulunuyordu.Cumhuriyet bayramından bir hafta sonra Belediyeden bir yetkili telefon açıyor - Cahit bey geniş bir kitlesi olan Derneğin bizden bir talebi var az sonra görüşmek üzere yanınıza gelecek.!. malum onlara elimizden geldiği kadar yardımcı olalım bir saat sonra Dernek temsicilerinden biri olduğunu söyleyen kişi Tiyatro’ya geldi..kısaca proğramları için Tiyatro Salonunu istiyor Derneğin birleşme ve dayanışma günü yapılacakmış bir kaç konuşma..biraz da şiirler okunacak halk ilerici yöneticileri yakından tanıyacak ve haşir neşir olunacakmış..! adamın konuyu derli toplu anlatması Kültürlü ve yeterince de deneyimli olduğunu gösteriyordu..bakın dedim biz bu Tiyatro’yu kurarken Adana –Eskişehir-Ankara-İstanbul’da Etütler yaptık bir çok köklü kadrolu Tiyatroların - Anneler Derneği – Yardın severler Derneği - Okul aile birlikleri- ve benzerlerinin hazırladıkları alelacele müsamereler ve toplantılar yüzünden asıl Tiyatro dışında kullanılması ile dejenere olduklarını yakından gördük.. amacını bilmeyen seyıcilerin Tiyatronun mahiyetini yanlış anladıklarını saptadık.. zamanla bu nedenlerden dolayı seyirci kaybı kaçınılmaz hale gelerek.. sonunda düğün salonu gibi kiralandıklarını yahut kapandıklarını tesbit ettik.. lütfen yanlış anlamayın bu binanın adı ‘’ Gaziantep Belediye Şehir Tiyatrosu ‘’sadece kendi kadrosu ile oyun sunmakla görevlendirilmiş ! bu gün Siz bir Tıp toplantısını İstanbul Belediye Şehir Tiyatroları sahnesinde yahut salonununda yapabiliyormusunuz ? biz de her bakımdan İstanbul Belediye Şehir tiyatrolarını ve Devlet tiyatrolarını örnek alarak onlar gibi hizmet sunuyoruz.. Salonu bir günlüğüne size verdiğimizi düşünün, arkasından başka Derneklerin de benzeri talepleri olacağı kesindir..deyince adam isteğinden biraz vaz geçer gibi oldu.. pekala dedi aslında bizim Hükumet meydanında bir gösteri planımız vardı ama belki de bu ilerici faaliyetimizle birleştirerek proğramımızı orada gerçekleştiririz diyerek teşekkür edip buruk bir şekilde Tiyatromuzdan ayrıldı.
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
ORTAM    KARIŞIK
 1975
 
Bazı saygın kuruluşların Sendika ve Dernekleri bile ortaya çatık kaşla ve sert bir yüzle çıkıyor siyasi sorunların çözümüne girişilmiş söz sahibi olmaya çalışıyorlar Sendikalar Dernekler esas görevlerini bir yana itip miting ve yürüyüş eylemleri hazırlığında bu zamana kadar görülmemiş bir ilerici-gerici ayırımına girilmiş.. kim ben gericiyim diyebilir ki daha sonra bunun adı Genel Merkez’lerce değiştiriliyor sağ sol davası biraz kökü deşildiğinde bu olayların dışardan nasıl ithal edilip beslendiği gül gibi aşikar ama nafile ! sağcı’mısın solcu’musun ? kafalara vurulan sopalar..bu işin kıpırtıları şimdiden başladı bile !
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
YENİ SEZONUN REPERTUVAR HAZIRLIKLARI
 
Şimdilik Provalardan daha önemli olan Repertuvar çalışmaları için yoğun çalışmalara girmiştim artık Seyircilerimizin ne tür oyunları sevdiği hakkında yeteri kadar bilgi ve deney sahibi sayılırım.Tiyatro Sanatı için bir noktada Halkın rağbeti gereklidir..Seyircinin kütle duyguları toplum bilinci toplum vicdanı seyirciyi Kültür derinliğine ve beşeriliğe itmeli.  toplum gösterisinin bir tür karşılaştırılmasıdır bunun için Tiyatroda hep insan evren.ya da birey toplum yönünden ele alınmıştır, kısaca benim ve oyuncularımın görevi Tiyatro sanatını sevdirip..Tiyatroya köklü olarak bağlı Seyirciler yetiştirmektir .kimi seyirci Tiyatroya iyi vakit geçirmek amacı ile gider..kimi sahnede geçen olayları kendi hayali içinde kurgular...kimi sahnede geçen olayları Evrensel yönden inceler..kimi kendi seviyesinde olanlarla etkilenir..kimi işi ciddiye alır..bir takım sonuçlara varır !..kimi de yüzeyde kalır iyi veya kötü bir gece geçirir...en iyi seyirci ortaya prensip koymadan Tiyatroya gidendir böylece Tiyatronun geniş evrensel anlamına daha çabuk  ve derince erişebilir.
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU 
 
 KADROMUZA  UYGUN OYUNLAR
 
AYI MASALI ( Refik Erduran ) Oyun iki bölüm olup 3 Bayan ve 9 erkekle oynanacak Geleneksel orta oyun havasından esinlenerek çok renkli ve sevimli tiplerle bezenmiş G.Antep Seyircilerimiz için ideal bir oyun: Köprü başını tutmuş bir AYI’nın kendisine DAYI demiyenleri köprüden geçirmemesi karşısında tiplerin özelliğine uygun davranışları çok usta yazılmış şirin bir komedi
 
KATİP ÇIKMAZ  (Dinçer Sümer )
Gaziantep Tiyatromuz açılışına katılan Dinçer Sümer’in telif hakkı almadan açılış hediyesi olarak bize verdiği söz bu hediyeyi seve seve kullanma zamanı..oyun 3 perdelik 2 Bayan 6 erkek oyucu ile oynanır.. Büyük şehrin küçük insanları, çevresini sosyal ve ekonomik düzeyini aşmak çabasında bir delikanlı ailesi,sevgilisi,düşleri yaşama şartları içindeki bunalımı..sevginin,yürekliliğin pederşahi düzen ve mahallenin kişiyi bağlayışı ve kaçmak tutkusu..zaten bu oyunun bir ara provalarına girmiştik..iki bayan oyuncu eksikliği nedeni ile oynayamamıştık..
 
KARDEŞ PAYI (orhan Kemal )
Oyun 2 bölüm : 2 Bayan 8 erkekle oynanan bu oyun kompoze roller oluşu halkımıza yatkın bir dil ile yazılışı nedenleriyle seyircilerimizin sevebileceği uygun bir oyun : Güney illerimizden İstanbul’a çalışmağa gelip aracılara soyulan saf gurbet insanlarının çileli yaşamı .                             
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
 ÜZERİNDE DURDUĞUM DİĞER OYUNLAR
 
SUÇ ve CEZA...................Dostoyevski (Gabriel Arout )
FİZİKÇİLER.....................  Dürrenmatt
KAHVEDE ŞENLİK VAR   Sabahattin Kudret Aksal
TANGO   ........................   Slavvomir Mrozek
ÇALI KUŞU......................  Reşat Nuri Güntekin
FERMANLI DELİ HAZRETLERİ Musahipzade Celal
MAÇ................................    Michel Fermeaud
 
 
 
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
YENİ bir ŞOK DALGASI -   DERİN bir MUHASEBE
 
Gelecek Sezonun Oyun seçimi içinde boğuşurken.. kendimi Siyasi sorunların çözümüne girişmiş karşımda söz sahibi bir Sendikacı yöneticinin... görevini bir yana iterek  ilerici-gerici faaliyetlerle bana verdiği derslerin içinde buldum....- canım ne gerek var böyle Kitap ezber mezber işlerine..masraflara.. hem Belediyemize de ağır bir yük ! ben sana dedim ya ! garanti veririm bizim Dünya kadar üyemiz var, düşünsene Belediye işçileri falan filan..hepsini toplasak bir alay eder..giriş biletlerini makul ölçüler üzerinden Sendikamızla ayarlarız..biletleri üyelerimize biz kendi elimizle dağıtırız.. Sana salonu haftada üç gün olmak üzere ağzına kadar doldurmayı garanti ederim..durumu kalıcı olarak da böyle devamlı sürdürürüz..öyle oyuna masrafa falan gerek yok..hem Sen de yorulmazsın! bizimkiler Sahneden konuşmalarla.. hitaplarla.marşlarla.şiirlerle..durumu devam ettirirlerler..hem sende yorulmamış olursun böylece sorunlamızı. heyecanlarımızı, dertlerimizi dile getiririz .. zaten geleceklerin  hepsi bizim kendi üyemiz. Yabancı yok !
 adam gittikten sonra şok olmuş masamın başında öylece orada çivilenip kalmıştım..
 
 
  
           
GAZİANTEP BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU
 
MUHSİN ERTUĞRUL HOCAM   ile   BİTİRMEK

                                                                     MUHSİN ERTUĞRUL 1892-1979
 
Muhsin Ertuğrul hocamın Üsküdardaki evinde söylediklerinin bir benzeri bu gün karşıma çıkıyordu. şu anda.derin bir muhasebe yapmak ihtiyacını duydum.. Almanyadaki SCHİLLER Tiyatrosundaki cazip bir tekilfi bir yana bırakıp kararımı doğup büyüdüğüm Gaziantep kentime hizmetten yana kullanmıştım..! Muhsin hocam beni eşi Handan URAN hanıma tanıtırken-Cahit Saraç Gaziantepli şimdi kendi Şehrinin Tiyatrosunu kurmağa hazırlanıyor.. diye beni takdim etmişti ! Sen Gaziantep’in rengini..beğenilerini isteklerini daha iyi bilirsin... bu işte elbette başarılı olursun ! ..kendi oyuncularını kendin yetiştirir.. geliştirirsin.. taşıma su ile değirmen dönmez  Sanatçıları kendi Gaziantebinden çıkarıp yetiştirmeye çalışmalısın !.biliyorum bu işler zor ama başaracağından eminim.evet tabii Belediye işi zor dedi... kocaman bir yürek ister geceni gündüzüne katarsın bütün gücünle çırpınır kendini işine verir.. çalışırsın. Günün birinde yönetim değişebilir.. yeni gelen bir Belediye Başkanı ‘’ ne gerek var canım bunlara şöyle şarkılı türkülü konserler verilsin diyebilir... daha neler neler... ama sen bunları iyice düşünmüşsündür ve bu işlerin altından kalkabilecek yeteneğe sahipsin deyince Hocam Siz geçmiş günlerde hep kulağımızdan tutar ’’Sakın Politika uşağı olmayın ‘’ derdiniz deyince gülmüştü.Tiyatro benliğin aşağılık bir teşhiri değil ki ! elbette tiyatro insan doğası ile uğraşacak, Sahneden salona -salondan da sahneye durmadan akan sevgi seli gidip gelen insani titreşimlerle dolacak .. ama Hesapçı zihinleri kastetmiyorum  tabii..! demişti. Zorluklardan bahsederken de : sanki bu gün için söylemiş gibi..‘’ Yapacağın Meslek insanla ilgilidir    her Rejisörün bir yöntemi vardır bu yöntemleri kendin arayıp bulmalısın !  karşılaşacağın güçlükleri    bunları nasıl yenebileceğini  kendi kararınla yine kendin düşünerek  çözeceksin   ! . demişti. ...
                           
 
 
T.C.KÜLTÜR BAKANLIĞI 4.11.1975 Devlet Tiyatrosu 
 
                                                                                         
 
                                                                                   4 kasım 1975
  
 T.C KÜLTÜR BAKANLIĞI
 
Sayı,2597 Ankara 4-11-1975 Cahit Saraç’ın Ankara örgütümüzde bir göreve tayini düşünülmektedir-kuruluşunuzdan ayrılmasına muvafakat buyrulduğu ödemeye esas gün sayısının ve tasdikli prim tahakkuk cetvelleri
örneklerinin genel genel Müdürlüğümüze gönderilmesi hususuna müsaadenizi saygı ile rica ederim Cüneyt GÖKÇER
 
 
 
 
BELEDİYE
G.Antep Belediyesi 7232 nolu yazısı tarih 10.11 1975 Kültür Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne ,
İlgi: Personel Müdürlüğünüzün 4.11.1975 gün ve 2597 gün ve 2597 sayılı yazısı.
1.7.1972 tarihinde Şehir Tiyatrosu Müdürlüğüne tayin edilip bugüne kadar feragat ve üstün bir başarıyla bu görevi yürüten Cahit Saraç’ın sayın Bakanlığınız örgütünde bir göreve atanması nedeniyle Belediyemizden ayrılmasında bir sakınca olmadığını ve adı geçenin belediyemizde çalıştığı günlere ait prim tahakkuk cetvelinin ilişik olarak sunulduğunu saygılarımla arz ederim
 
                                                                          Esat Kaya TURGAY-Belediye Başkanı